28 Şubat darbesi-2

28 Şubat darbesinin en ağır bedel ödeyenleri darbecilerin mürteci olarak aşağıladıkları dindar insanlardı. Eğitim, siyaset ve çalışma hakları ellerinden alınan başörtülü kadınlara yönelik baskılar insanlık dışı uygulamalara dönüşmüştü. Bugün bile o dönemde yaşanan baskıları ve zulümleri anlatanlara karşı nasıl tahammülsüz bir kitle olduğunu görüyoruz. Yaşadıkları insanlık dışı uygulamaları anlattığında "bitmedi başörtünüz" denilerek tahammül edemiyorlar.

28 Şubat darbesinin karanlık günlerinde yaşanan bir olay var ki dönemin şartlarını anlamak için önemli bir vaka. KYK öğrenci yurtlarına namaz kılan, başı örtülü olan var mı diye sürekli baskınlar yapılıyordu. Öğrenciler ani baskınlara karşı şöyle önlem alıyorlar...

Baskın için geldiklerinde kapıdaki nöbetçi hemen yavaşça merkezi müzik sistemini harekete geçirecek ve hoparlörden Mozart'ın bir parçası çalınacaktı. Mozart'ı duyanlar başını açacak veya peruğunu takacaktı. Namaz kılanlarda namazlarını bozacaklardı.

Fakat bir gün oldukça trajikomik bir durum yaşanıyor. Hoparlörden müzik yerine "Mozart", "Mozart" diyen nöbetçinin sesi geliyordu. KYK yurdunda kalan öğrenciler önce durumu anlayamıyorlar. Ancak gelen sesten durumun bir baskın olacağını tahmin ediyorlar. Durumlarını baskın pozisyonuna göre değiştiriyorlar.

Sonrasında anlaşılıyor ki nöbetçi Mozart'ın kasetini bulamamış. Panik halinde arkadaşlarını nasıl ikaz edeceğini düşünürken yasakçılar içeri dalmışlar. O da hemen mikrofonu açmış "Mozart", "Mozart" diye seslenmiş. 28 Şubat darbesi bu olaylara benzer binlerce travmatik vakanın yaşandığı bir dönemdir. Yaraların önemli bölümü sarılmasına rağmen halen travmanın sürdüğü acı hatıralar duruyor. Daha da kötüsü dönemin zalimleri ve yasakçıları fırsat bulduklarında aynı zulümleri bugün de yapacaklarını açıkça ifade ediyorlar.

Geçmişte yaptıkları insanlık dışı eylemlerden öz eleştiri yapmayan ve ders çıkarmayan darbecilerin varlığı ülkemiz adına düşündürücü. 28 Şubat darbesinin asker aktörleri ceza almalarına rağmen sivil aktörler ceza almadılar. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ile Genelkurmay Harekat Başkanı Çetin Doğan ve 14 sanık darbe teşebbüsünden müebbet hapis cezası aldı. Askerlerin rütbeleri söküldü. Darbe yargılamalarının 15 Temmuz sonrasında başladığını söyleyelim. Ancak darbeye zemin hazırlayan siviller yargılanmadı.