27 Mayısçıların bitmeyen kinleri

27 Mayıs darbesi, Türk demokrasi tarihinin en kara lekelerinden biridir. Yarın bu insanlık dışı darbenin 65. yıl dönümü. Seçimle iktidara gelemeyen muhterisler, Menderes ve arkadaşlarına karşı bitmek bilmeyen bir kin güttüler. Merhum Menderes, kendilerine yönelik kine maruz kalmalarının nedenini 1954 yılında şöyle ifade ediyordu: "Bizim bütün günahımız iktidara gelmemizdir. Affetmez bir kin, bizi bu günahımız için ölünceye kadar takip edecektir." 1946 seçimlerinde ilk defa rakip bir partiyle yarışan CHP, beklemediği bir sonuç gördü. 1946'da CHP şaibeli bir seçim kazanmış olsa da 1950 yılında millet ezici bir çoğunlukla Demokrat Parti'yi iktidar yaptı.

Uzun yıllar tek parti olarak iktidarda kalan CHP için iktidarı kaybetmek büyük bir travma oluşturdu. Tek partili bir siyasi sistemde iktidar olmaya alışan CHP, siyasi rekabeti kolay hazmedemedi. Rakiplerini düşman olarak gördü. Menderes, Bakanları ve Demokrat Partililer her türlü iftira ve hakarete maruz kaldılar. Menderes'i diktatörlükle, Demokrat Parti'yi dikta rejimi kurmakla suçladılar. DP'li bakanlara yolsuzluk iftiraları attılar. Rakiplerini sandıkta yenemeyen CHP, iktidarı elde etmek için uydurduğu darbe gerekçelerini basının ve akademisyenlerin desteğiyle diğer dönemlerde de kullandılar.

CHP Genel Başkanı İnönü yıkıcı bir muhalefet yapıyordu. 18 Nisan 1960 tarihli meclis oturumunda "eğer bir idare insan haklarını tanımaz, baskı rejimi kurarsa o memlekette ayaklanma olur" diyerek ayaklanma çağrısı yapıyordu. Baskı rejimi olduğu iddiasını kendilerini söylüyor, sonra da gerçek olmayan bu durum nedeniyle milleti isyana çağırıyorlardı.

İnönü'nün damadı Metin Toker ise sahibi olduğu AKİS dergisinin 8 Aralık 1959 tarihli sayısında Başbakan Menderes'i şöyle tehdit ediyordu: "Sayın Menderes bilmelidir ki meşru siyasi mücadelenin 1 numaralı hedefi kendisidir ve artık hedefte yanılmak bahis mevzuu değildir...mücadele Sayın Başbakanın elindeki siyasi kudret alınıncaya kadar bütün şiddetiyle devam edecektir."

CHP milletvekili Nihayet Suphi Baykam ise 1960'ta DP'lileri 'İktidarı aldığımız takdirde sokakta leşi sürünmeyen siyaset adamı kalmayacaktır!' diyerek tehdit ediyordu.

27 Mayıs darbesi çok kötü bir miras bıraktı. Darbecilerin darbeye zemin hazırlamak için kullandıkları yöntemler, sonraki yıllarda da uygulandı. CHP, sağmuhafazakar partiler iktidara gelince 27 Mayıs'tan bildikleri yöntemleri uygulayarak ordunun desteğiyle iktidar oldu. Menderes'ten sonra iktidara gelen Demirel, Özal, Erbakan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarları boyunca sürekli Menderes'in akıbetiyle tehdit edildiler. Menderes ve arkadaşlarına atılan iftiraların aynılarıyla suçlandılar. Demokraside o kadar gelişme yaşandığı bugün bile Cumhurbaşkanı Erdoğan gün aşırı 27 Mayısçıların Menderes'e attığı iftira ve yaptığı suçlamalara muhatap oluyor. En sık kullanılan "diktatör" ithamını bugün de CHP Genel Başkanı Özel'den ve diğer CHP'lilerden sürekli duyuyoruz.