İmamson Efendi, CHP'deki "Ön Seçim" için imza attı ve "Tek Aday" oldu.

Parti yönetimi, Cumhurbaşkanı Adaylığı için "Ön Seçim" kararı aldığında coşmuş, "Bu bir demokratik devrimdir" demişti!

Emanetçisi Özgür Pek Hususi Bey, iktidara "Bize ön seçimi yaptırmamaya çalışıyorlar" diye bozuk çaldı.

Dahası "Bu milletin seçeceği bir sonraki Cumhurbaşkanına siyasi darbe yapıyorlar" dedi.

Bu lafıyla, sadece 23 Mart'taki göstermelik ön seçimi "yapmakla" kalmadı, bir sonraki Cumhurbaşkanı'nı da "seçmiş" oldu!

Dikkat, sadece "bir cümlesi" bütün bunlara yetti.

Ekrem Müdafa Bey'in "Demokratik Devrim" dediği, işte budur!

Eko Sistemli Çok Özel Ayak Oyunları'na

Kısaca "Demokratik Devrim" diyorlar!

-Yiyenlere "Afiyet şeker olsun!"

İmamson, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan Cumhurbaşkanlığı'na bir nevi "Yatay Geçiş" yapmak istiyor!

Gelgelelim

Şu ana kadar üniversitedeki yatay geçişini izah edemedi!

Hakkında, hapis cezaları istenen ve "siyasi yasağa" yol açabilecek beş dava varken

Üstüne bir de "Diploma Soruşturması" açıldı ki

-Siyasi sınavındaki en kritik sual, işte bu "Altıncı Soru" olabilir!

"Ön Seçim" dalaveresiyle "ötekileştirilen" Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanı Adaylığı bahsinde, tam beş ay önce, ne demişti:

"-O vakte kadar kim öle, kim kala Gerçek durum budur!"

Almanya'da pazar günü yapılan seçimleri, Hristiyan Birlik (CDUCSU) partileri, yüzde 28,6 ile kazandı.

Tek başına iktidar yok; CDU-CSU'nun SPD ile koalisyon kurması "en kuvvetli ihtimal" olarak görülüyor.

"Yeni Şansölye" olması beklenen CDU lideri Friedrich Merz, seçimin ardından yaptığı ilk açıklamada

"NATO'nun dağılabileceği" sinyalini verdi!

"Avrupa'nın ABD'den bağımsız bir ittifak kurmaya hazırlanması gerektiğini" söyledi!

Trump'ı sert bir dille eleştiren Merz

-Sarı Kovboy'un yönetimindeki Washington taktiklerini Moskova'ya benzetti!

Trump, "Gölge Başkan" Elon Musk'ın eliyle "Aşırı Sağcı" AfD'yi desteklemişti.

"Muhteşem Başarısız" diye nitelenen SPD'li Başbakan Olaf Scholz döneminde 'Almanya İçin Alternatif Partisi' yükseldikçe yükseldi, oylarını yüzde 10'dan yüzde 20'ye çıkardı!

Şansölyeliğe neredeyse bir Devlet Memuru gibi yaklaşmakla eleştirilen Olaf Scholz'un tam tersi bir portre olan Merz

Helmut Kohl'den Angela Merkel'e uzanan yıllarda ve sonrasında "isyankâr" bir siyasi karakterdi.

Parti arkadaşları ve karşıtları için "Yürüyen Bir Provokasyon" diye tanımlandı!