Sarı Kovboy Trump, JFK ve kardeşi RFK ile Martin Luther King suikastlarına ilişkin gizli dosyaların kamuoyuna açıklanmasını öngören Başkanlık Kararnamesi'ni imzaladı.

İmza attığı kalemi ise RFK Junior'a yolladı.

Trump'ın Sağlık Bakanlığı'na aday gösterdiği RFK Junior; iki sene önce katıldığı bir radyo programında babası ile amcasının suikastları hakkında konuşmuş ve CIA'i işaretlemişti!

Suikast dosyalarındaki gizliliğin kaldırılması mı; hiç yoktan iyidir.

Ancak, bu sürecin suikastların arkasında ABD derin devletinin olduğu gerçeğine ulaşmasına "müsaade edilmez!"

Bir başka deyişle

Amerikan Devleti, Başkan'ını (1963) onun 'Başkan Adayı' seçilen kardeşini (1968) ve dönemin siyahi liderini (1968) katlettirdiğini zinhar itiraf etmeyecektir.

Böylesine bir itiraf, Pandora'nın Kutusu'nun açılması anlamına gelirdi

Amerikan kurulu düzeninin sahne arkasındaki derin yöneticileri olan Hanedanlar -FED'in de sahipleri- elbette tutup "kendi ayaklarına" ateş etmeyeceklerdir!

Buna mukabil

Gizli belgelerin kapağının açılması -artık elde ne kalmışsa -bahsi geçen suikastları bir defa daha gündeme getireceği için, bu kez ciddi bir tartışma ortamına zemin hazırlayabilir.

O vakit, şimdiye kadar kaçışı olmayan sayısız kanıtı gün ışığına çıkaranlar da "topa gireceği için" olası tartışmalar "öğretici ve aydınlatıcı" olacaktır.

Özelde Amerikan, genelde dünya kamuoyu

Derin devlet kaynaklı üç suikast hakkındaki temel gerçekleri böylelikle öğrenebilecektir!

Son tahlilde: Haydut Devlet ABD'nin "itiraf etmiyor" olması, gerçekleri değiştirmez.

Gerçek, gerçektir: Amerikan devletinin "ne dediğine" veya "kararına" bağlı değildir!

Defalarca kanıtlanmış gerçeklere "Komplo Teorisi" etiketi yapıştırmak -şayet cehaletten kaynaklanmıyorsa- hasıraltı etme kapsamında bir "işbirlikçilik" ile alakalıdır.

Uyumculukla gerçeğe seyahat edilemez!

Uzun yıllardır, JFK Suikastı'nın her bahsi geçtiğinde "Oswald vurdu!" repliği, yalanı adeta bir papağan gibi tekrarlanıyor

Bu da gerçeği karartan Amerikan resmi tezini her defasında tekrardan besliyor.

John F. Kennedy suikastının derin bir cinayet olduğu -ilk kez- 1969'daki Clay Shaw Davası sırasında kanıtlandı.

Ne var ki, mahkeme salonundakiler haricinde bundan kimsenin haberi olmadı!

JFK cinayetinin organizasyonunda yer alan CIA bağlantılı Clay Shaw "yırtarken" derin gerçekler de mahkeme tarafından ihtimamla karartılıyordu.

1969'da tamamlanan bu mahkemede suikastla ilgili resmi tezi paramparça eden Başsavcı Jim Garrison'un çabaları neticede akim kalıyordu.

Ünlü yönetmen Oliver Stone'un 1991 yapımı "JFK" adlı başyapıtı, Garrison'ın gayretlerini eksen alan ve aslında ne olduğunu ispatlayan belgesel bir filmdi.

Stone "kaçışı asla mümkün olmayan kanıtlar" eşliğinde bir anlamda mahkemeyi film setinde kurmuştu!

Oliver Stone "JFK" filminin otuzuncu yılında (2021) imza attığı "JFK Revisited: Through The Looking Glass" adlı çarpıcı belgesel ile suikastın arkasındaki derin gerçeği tartışmasız bir biçimde -bir defa daha- kanıtladı.