Ömer Ziya Belviranlı (1946-2025) büyüğümüzü geçtiğimiz hafta rahmete uğurladık. 1981 yılında kurduğu Marifet Yayınları vasıtasıyla çok sayıda önemli eseri okurla buluşturan Belviranlı, İslâmî camianın perde arkasındaki kahramanlarından biriydi.
Vefatının ardından herkes kendisini hizmetleriyle andı, ama o benim için her şeyden ve hepsinden öte, "Ziya Amca" idi:
Üniversite ikinci sınıftayken -2000 yılının sonbaharı olmalı- Marifet Yayınları'nda çalışmaya başladım. Dersim olmadığı zamanlarda, Cağaloğlu'nda Defne Han'ın üçüncü katındaki ofiste Ziya Amca'nın yanındaydım. Adeta bir dergâh gibi işleyen o mütevazı ofis, nice kıymetli insanla tanışıp sohbetlerine katılma fırsatı bulduğum yerdi.
Marifet Yayınları, ilk olarak, Ziya Amca'nın ağabeyi Dr. Ali Kemal Belviranlı (1924-2003) tarafından "Nedve Yayınları" adıyla 1970'lerde Konya'da kurulmuş. 1949'da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitiren Dr. Ali Kemal Bey, doktorluğunun yanı sıra, İslâmî ilimler ve musikiyle de ilgilenmiş, münevver bir zat. Mahmûd Sâmî Ramazanoğlu, Abdulaziz Bekkîne, Mehmed Zâhid Kotku, Ömer Nasûhi Bilmen, Bekir Hâkî Yener, Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı, Hasan Basri Çantay, Nurettin Topçu, Necip Fazıl Kısakürek, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal İnal, Mahir İz, Ali Ulvi Kurucu, Üsküdarlı Ali Efendi ve Saaddetin Kaynak gibi kalburüstü şahsiyetlerle yakınlıklar kuran Dr. Ali Kemal Bey, yayıncılığa gençlik yıllarından itibaren başlamış. Çıkardığı "İslâm'ın Nuru" dergisi, Ali Ulvi Kurucu'nun ilk şiirlerinin neşredildiği yer olmuş mesela. Kurucu'nun şiir kitapları, Hasan Basri Çantay'ın Kur'ân meali, Ömer Nasûhi Bilmen'in "Hukûk-i İslâmiyye ve Istılâhât-ı Fıkhiyye Kâmûsu" da hep Dr. Ali Kemal Bey'in özverili katkılarıyla yayımlanmış. Nedve Yayınları, 1981'de İstanbul'da Marifet Yayınları adıyla açılınca, yöneticiliğini de Ziya Amca üstlenmiş.
Bahsettiğim dönemde, Cağaloğlu hâlâ yayıncılık hayatının kalbinin attığı yerdi. Bilhassa Çatalçeşme Sokak ve çevresinde, kitap kokusunun yoğunluğu duyulurdu. Ziya Amca'nın ofisi de muhite adım atan şairlerin, yazarların, akademisyenlerin, gazetecilerin, organizatörlerin, televizyoncu ve radyocuların muhakkak uğradığı bir mekândı. Edilen sohbetlerin çeşitliliğini ve gencecik bir insanın nasibine düşen zenginliği düşünün.
Ziya Amca, yılda bir kez, yakın dostlarından oluşan bir meclisi toplar, onlara Boğaz'da tekne turu düzenlerdi. Tarihçi Süleyman Zeki Bağlan Hoca'nın nefis anlatımı eşliğinde Boğaz'ın her köşesinin kolaçan edildiği o tekne turları, İstanbul'u gerçek anlamda yaşamak için bulunmaz bir fırsattı.
Marifet Yayınları bünyesindeki bir vazifem de, o yıllarda Sultanahmet Camii avlusunda kurulan dinî yayınlar fuarında stant beklemekti. Yıllar sonra aynı fuarda bu defa yazar olarak imza günlerine katılacağımı, o zamanlar tahmin bile edemezdim elbette. Fuar dönemi, okur-yazar ilişkileri ve kitaplar üzerinden sürdürülen o büyülü iletişime dair, bana çok mühim tecrübeler kazandırmıştır.