İsrail'in 1982'de Güney Lübnan'ı işgal etmesi ve ardından Beyrut'u kuşatarak iç savaşa fiilen müdahil olması, yalnızca Lübnan'ın değil Ortadoğu yakın tarihinin de dönüm noktalarından biriydi. İsrail işgali, tamamen yıkılmış ve derin bir kaosa sürüklenmiş durumdaki Lübnan'ı belini doğrultamaz hale getirecekti. Filistinli direniş gruplarıyla mücadelelerinde Hristiyan müttefiklerine destek olmak için Lübnan'ı işgal eden İsrail, aynı ortak paydada buluştuğu bir başka yabancı işgalci güçle de paslaşıyordu: Hâfız Esed'in Suriye'si. İsrail işgali sonraki 18 yıl boyunca devam edecek ve 2000'de sona erecek; 1976'da Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve diğer direniş hareketlerini bastırmak için Lübnan'ı istila eden Suriye de 2005'e kadar bilfiil bu ülkede kalacaktı.
Beyrut'taki İsrail kuşatmasının en net sonuçlarından biri, İran'ın desteğiyle Şiî Hizbullah örgütünün kurulması oldu. İç savaş atmosferinin kaygan zemininde ittifaklar ve müttefikler sürekli yer değiştirirken, Hizbullah kendisine halk nezdinde sağlam bir destek bulmayı başardı. 1989'da imzalanan ve iç savaşı sona erdiren Tâif Anlaşması'yla Lübnan içindeki bütün "gayri nizamî" unsurların silahlarını devlete teslim etmesi ve ülke güvenliğinin resmî kurumlar tarafından sağlanması yönünde karar alındığında, Hizbullah da elbette bu çerçevenin içindeydi. Ancak Lübnan'ın bir türlü siyasî ve sosyal istikrara kavuşamaması, çeşitli dinî ve etnik hizipler arasındaki ayrışmaların derinleşmesi ve özellikle İran'ın Şiîlik üzerinden kurduğu köprüler, Hizbullah'ın yeni dönemde gücünü korumasını sağladı.
2005'te Lübnan eski Başbakanı Refîk Harirî öldürüldüğünde, Hizbullah "olağan şüpheli" olarak hedefteydi. Ancak hemen arkasından İsrail'in 2006'da Lübnan'a saldırması, örgütün yeniden popülarite kazanmasına, hakkındaki ithamların askıya alınmasına ve İslâm dünyası çapında destek bulmasına neden oldu. Lübnanlı Hristiyanlar da yekpare biçimde Hizbullah'ın safında yer aldılar. Dünyaca ünlü Lübnanlı Mârûnî Hristiyan şarkıcı Culya Butros, bu bağlamda çok çarpıcı bir örnektir:
Güney Lübnanlı Arap bir babayla Filistinli Ermeni bir annenin kızı olan Butros, 1980'lerde "Ğâbet Şemsu'l-Hak" (Hakikatin Güneşi Battı) ve "Veyne'l-Melâyîn" (Milyonlar Nerde) gibi şarkılarla adını duyursa da, esas çıkışını 2006'ın sonbaharında yayınladığı "Ahibbâî" (Dostlarım) adlı single albümle yaptı. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın İsrail'le savaşan örgüt mensuplarına hitaben kaleme aldığı mektuptan ilhamla yazılan şarkı, baştan aşağı Hizbullah övgüleriyle doluydu. Dönemin hâkim atmosferinin de etkisiyle şöhreti ülkeleri aşan şarkı, sadece Butros'a ultra şöhret kazandırmadı, kocası Eliyas Bû Saâb da Hizbullah'ın domine ettiği Lübnan iç siyasetinde basamakları üçer-beşer tırmanmaya başladı. Bû Saâb, eğitim ve savunma bakanlıklarından sonra, şu anda meclis başkan yardımcısı.

3