"Kıyametin koptuğunu görseniz bile, elinizdeki fidanı dikin" ölçüsü, bir Müslüman için, şartlar ne kadar olumsuz ve zaman ne kadar dar olursa olsun, elinden geleninin en iyisini yapması gerektiği yönünde bir ihtardır. Sizi bu yazımda, kıyametin koptuğunu gördüğü halde elindeki fidanları dikmeyi hiç bırakmayan âlim ve mücahit bir zatla tanıştıracağım: Muhammed Kâmil Kassâb (1873-1954).Şeyh Muhammed Kâmil, Humus'tan göç eden tüccar bir ailenin oğlu olarak Şam'ın Ukaybe semtinde dünyaya geldi. Yedi yaşında babası vefat edince annesi tarafından büyütülen Kassâb, temel eğitimini Şam'daki medreselerde tamamladıktan sonra Mısır'a giderek Ezher Üniversitesi'nde İslâmî ilimler tahsil etti. Memleketine dönüşünün akabinde, 1911'de bir medrese kuran Kassâb, talebe yetiştirmeye başladı. Kendi adına nispetle "Kâmiliyye Medresesi" olarak şöhret bulan ve Emevî Camii'nin hemen güneyindeki tarihî bir binada faaliyet gösteren okul kısa zamanda büyük başarı kazandı. Okulun mezunları arasında, bilahare Suriye yakın tarihinin en tanınmış simaları arasına girecek olan Abdurrahman Şehbender, Hayruddîn Ziriklî, Muhammed Behcet Baytar gibi şahsiyetler vardı.Muhammed Kâmil Kassâb, öğrencilerine yalnızca ilim değil, siyasî şuur da aşıladığından, 1920'de Fransız manda idaresi başladığında, işgalcilerin gözüne kestirdiği ilk yerlerden biri Kâmiliyye Medresesi oldu. Fransız karşıtı faaliyetleri nedeniyle hakkında idam kararı çıkarılan Şeyh Kassâb, önce Arabistan'a geçerek ilmî çalışmalarına devam etti, ardından Filistin'e gidip İzzeddîn el Kassâm'la buluştu. İki âlim ve mücahit, burada hem İngilizlere hem de Siyonistlere karşı mücadele için güçlerini birleştirdi. Bu hengâmeli sürecin en dikkate değer ayrıntısı, onca zorluğun arasında Kassâb ve Kassâm'ın, Müslümanları bidatlere karşı uyarmak için ortaklaşa bir risâle kaleme almış olmalarıydı. 1925'te Şam'da basılan eser, "kıyamet koparken eldeki fidanı dikmek" hedefi için verilebilecek en pratik örneklerden biriydi şüphesiz. Fransızların 1937'de çıkardığı genel afla Suriye'ye dönme fırsatı bulan Şeyh Muhammed Kassâb, aynı yıl kardeşi Muhammed Saîd'le birlikte "Şam Âlimler Cemiyeti"ni kurdu. Manda atmosferinde Suriye toplumunun nabzını hızlı bir şekilde yakalayan cemiyet, 6-9 Eylül 1938'de Suriye, Filistin, Lübnan, Ürdün ve Irak'tan tam 105 âlimin katıldığı genel bir kongre düzenledi. Oturumlarına üç gün ve üç gece aralıksız devam eden kongrenin başkanlığını Humus Müftüsü ve Hanefî fakihi Şeyh Muhammed Tâhir Atâsî üstlenmişti. Bilâdüşşâm Müslümanlarını ilgilendiren çok sayıda kararın alındığı kongre, medrese usulü geleneksel eğitim gören ulemâ ile modern okullarda okuyan isimleri aynı çatı altında toplamayı başarmasıyla dikkat
Doğu Türkistan Seyahatnamesi
02-08-2025 
Filistin'i tanımak
30-07-2025 
Kudüs-Kaşgar hattı
26-07-2025 
Fay hatları
23-07-2025 
İmam müsveddesi
19-07-2025 
Madalyonun öbür yüzü
20-07-2024 
Hakkı Turayliç'in hatırlattığı
06-04-2024 
Ramazan takvimi-III
20-03-2024 
Gazze-Pekin hattı
31-07-2024 
Hafıza dersi
13-07-2024 