İran tiyatrosu

Yeni Şafak Taha Kılınç - İran tiyatrosu"Tanık olduğumuz şey, tam 43 yıl sonra, İran'da ikinci bir devrimdir. Uluslararası toplum, baskıcı rejime karşı daha somut önlemler almalıdır. İranlılar değişim istiyor. Şu anda bunu konuşmanın tam sırası. Rejim sadece içeride değil, dışarıda da büyük problemler yaşıyor. İran'da bir alternatif oluşmaya başlıyor. Dünya bunu fark etmek zorunda. Bir rejim değişikliği an meselesi. Böyle bir şey sadece İranlıların lehine değil, aynı zamanda dünya da bunu böyle görmelidir."Bu iddialı cümleler, 1979'da devrilen İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevî'nin büyük oğlu Rıza Pehlevî'ye ait. Geçtiğimiz salı günü, Kanada'dan yayın yapan CBS televizyonunda katıldığı programda İran'da son birkaç haftadır yaşanan sokak olaylarını yorumlayan Rıza Pehlevî kendisinden öylesine emin konuşuyordu ki, sunucu bile sözünü keserek bazı hatırlatmalarda bulunmak zorunda kaldı: "Ama bu sokak hareketlerinin bir lideri yok. İnsanlar, bundan sonra neler olabileceği konusunda net düşüncelere sahip değil. Ayrıca şimdiye kadar rejime yönelik ambargolar da, herhangi bir değişime yol açmadı."Kendisini her alanda "antitez" olarak konumlandıran mevcut İran rejimi, muhalefetten ve başkaldırıdan doğmuş bir yönetim. Bugün herhangi bir utanma alameti göstermeden Batı televizyonlarında İran'ı yorumlamaya soyunan Rıza Pehlevî'nin mensup olduğu aile ve siyasal klan ise, attığı kritik bazı adımlarla 1979'dan bu yana Ortadoğu'ya ve İslâm dünyasına kendi ajandasını dayatmakla meşgul olan yeni rejimin doğuşunda başrol oynadı.Bu bağlamda, özellikle beş olayı birer "dönüm noktası" şeklinde zikretmek gerekir:Gevher Şad Hadisesi10 Haziran-6 Temmuz 1934 tarihleri arasında Türkiye'yi ziyaret eden ve Batılılaşma hamlelerine hayran olduğu yeni yönetimle yakın alaka geliştiren İran hükümdarı Rıza Şah, ülkesine döner dönmez aynı hamleleri kendi halkı üzerinde denemeye karar verdi. Ulemâ sınıfına karşı açık bir savaş başlatan Şah, Meşhed kentindeki İmam Rızâ Külliyesi'nde toplanan sivil halka yönelik bir katliamın emrini verdiğinde, tarihler 1935'in Ağustosunu gösteriyordu. Külliyenin en önemli parçalarından Gevher Şad Camii'ne düzenlenen baskın, 200'e yakın insanın ölümüne yol açtı. Keşf-i Hicâb DayatmasıRıza Şah, 8 Ocak 1936'da yayınladığı bir kararnameyle İran'da çarşaf ve peçeyi tamamen yasakladı. "Keşf-i Hicâb" (Örtüyü Açmak) olarak bilinen yasadan güç alan polis ve jandarma büyük şehirlerde kadınlara fiziksel saldırılara girişmekle kalmadı, aynı zamanda köylerde ve kasabalarda da ciddi denetimler başladı. Rıza Şah'ın İngilizler tarafından 1941'de devrilmesine kadar, tesettür ve çarşaf, İran'da devletle vatandaş arasındaki en büyük gerilim sebebiydi.Musaddık'ın Devrilmesi Babasının yerini alan Muhammed Rıza Pehlevî, İran petrollerini millîleştirme kararı alan Başbakan Muhammed Musaddık'ın, 1953'te ABD-İngiltere ortak yapımı bir darbeyle devrilmesine göz yumdu. Şah böylece koltuğunu sağlama alsa da, "sömürgecilerin kuklası" unvanını da boynuna asmış oluyordu.Beyaz DevrimPehlevî rejimi tarafından 1963'te "Beyaz