İmam müsveddesi
"Biz hepimiz İbrahim'in çocuklarıyız. Aramızdaki uyumu yok etmeye çalışan radikallerle mücadele ediyoruz. Ziyaretinizle ve bu cesur eyleminizle, sizler Ortadoğu'da ve dünya çapında, birlikte yaşamayı arzulayan çoğunluğu temsil ediyorsunuz. Yahudilerle Müslümanlar arasındaki tansiyonun yükseldiği şu zor zamanda, siz bambaşka şekilde davranmayı seçtiniz." İsrail Cumhur-başkanı Yitzhak Herzog, geçtiğimiz pazartesi sabahı Kudüs'teki ofisinde kabul ettiği Avrupalı misafirlerine bu cümlelerle övgüler yağdırıyordu.
Herzog'u ziyaret eden heyet Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere ve İtalya'da görevli imamlardan oluşuyordu. Başlarında da demeçleriyle sıklıkla İsrail basınında boy gösteren Hasan Şalğûmî vardı. İsrail medyasına göre ziyaret, kendisini "bağımsız bir kurum" olarak tanıtan ancak tümüyle İsrail için Avrupa çapında lobicilik faaliyetlerinde bulunan bir kuruluş tarafından organize edilmişti.
2019'da da yine kalabalık bir heyetle İsrail'i ziyaret eden Hasan Şalğûmî, o zaman sarf ettiği bazı cümlelerle Yahudileri bile şaşırtmıştı: "İsrail ordusu olarak siz bu kuvvetinizle, Arap ülkelerine de zarar veren şeytanî güçlerin hakkından geleceksiniz. Siz, Ortadoğu'da barışın ve istikrarın vesilesi olacaksınız. Ben buraya gelmeden önce, Filistinlilerin İsrail tarafından yok edilmeye çalışıldığını ve çok acı çektiklerini sanıyordum. Ama burada Araplarla Yahudilerin özgürce, bir arada yaşadığını görüp çok şaşırdım. Bildiğim her şey yalanmış. Ülkeme, İsrail hakkında bambaşka fikirlerle döneceğim."
1972'de Tunus'ta dünyaya gelen Hasan Şalğûmî, lise çağlarında Suriye ve Pakistan'da eğitim görmüş. Hangi okuldan ne seviyede diploma aldığı şüpheli olan Şalğûmî, 1996'da Fransa'ya iltica ederek, henüz 24 yaşındayken Paris yakınlarında bir caminin imamlığını üstlenmiş. 2009'da "Fransız İmamlar Forumu"nu kuran Şalğûmî, o tarihten beri tamamen Fransız hükümetinin resmî ajandası çerçevesinde faaliyet gösteriyor.
Müslümanların kâhir ekseriyeti nezdinde herhangi bir meşruiyetinin bulunmadığı belli olmasına rağmen, Hasan Şalğûmî'ye Batı basınında gösterilen ilgi gülünç ve düşündürücü. İçinde "hoşgörü", "birlikte yaşam", "uyum", "barış", "ılımlı İslâm" gibi sözcüklerin bolca geçtiği makalelerde Şalğûmî övgülere boğuluyor. Batı medyasında bu kelimelerin kullanıldığı neredeyse hiçbir makalede Müslümanlar hakkında pozitif bir tablo çizilmediği, ehline malumdur. "Hoşgörü", yanlışa sesini çıkarmamaktır mesela. "Uyum", baskıya boyun eğmektir. "Ilımlı İslâm" ise, iğdiş edilmiş ve dişi sökülmüş bir Müslümanlıktır.
Gazze'nin şiddetle bombalandığı ve insanların açlıktan ölüme mahkûm edildiği bir zamana denk gelen Hasan Şalğûmî ve beraberindeki heyetin son İsrail ziyareti, Ezher Üniversitesi'nin son derece sert ve resmî bir kınama yayınlamasına yol açtı bu defa. Şalğûmî ve arkadaşlarının "dinî ve insanî değerlere ihanet ettiği" belirtilen açıklamada, şu noktaların altı çizildi: "Filistin halkına yönelik olarak soykırım, saldırı ve katliamlar devam ederken, böylesi gezileri 'birlikte yaşam' türünden ifadelerle açıklamak, gerçeği saptırmaktır. Hasan Şalğûmî, hiçbir insanî, dinî ve ahlâkî irtibat kendisini Filistin halkına bağlamıyormuşçasına, kör biçimde hareket etmektedir. Bu kişiler İslâm'ı veya Müslümanları temsil etmiyor. Tarih, bu türden girişimleri asla affetmeyecek ve kara sayfalarına kaydedecektir." Ezher'in siyasî duruşu da düşünüldüğünde, oldukça cesur bir açıklamaydı doğrusu bu.