Fethî Yeken'in mirası

Lübnan'ın başkenti Beyrut'un merkezinde bulunan Şühedâ ve Riyâd Sulh meydanları, 8 Aralık 2006 Cuma günü, sıra dışı bir namaza sahne oldu. Her iki meydanı da tıka basa dolduran on binlerce insan, ülkenin tanınmış Sünnî âlim ve davetçilerinden Dr. Fethî Yeken'in ardında saf tuttu. Bu manzarayı "sıra dışı" kılan şey, ilk saflardan itibaren çok sayıda Şiî din adamının da namaza iştirakiydi. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın bir gün önce verdiği direktifle gerçekleşen bu katılım, Lübnanlıların "Sünnîsiyle-Şiîsiyle tek yürek" olduğunu dünyaya duyurmaya matuftu. Nitekim Dr. Fethî Yeken de hutbede aynı noktaya vurgu yaparak, "ABD'nin ve Batı'nın komplolarının Lübnan'da tutmayacağını" belirtti. Yeken, "ABD, Irak'taki işgalini silahla ve zor kullanarak yerleştiremeyeceğini anlayınca, mezhepçilik kozuna sarıldı. Lübnan'da da aynısını denemeye çalışıyorlar: Direnişin gücünü kırmak ve demokrasi ithal etmek. Bush'un demokrasisini" diyordu.Fethî Yeken'in bu sözleri söylediği atmosferde, Lübnan hâlâ büyük bir şokun tesiri altındaydı: 14 Şubat 2005 günü, ülkenin eski başbakanı Refîk Harîrî, Beyrut'ta düzenlenen bir bombalı saldırı sonucu yaşamını yitirmişti. Lübnan içinde ve dışında "olağan şüpheli" olarak bütün parmaklar Hizbullah'ı ve Suriye istihbaratını gösterirken, soruşturma için uluslararası bir komisyonun kurulması tartışılmaya başlamıştı. Bunun üzerine Hizbullah hızlı bir şekilde "Harîrî'yi İsrail öldürdü" propagandasını tedavüle sokmuş, suikast sebebiyle kendisini suçlayanlara "ABD ve Batı ile birlikte hareket etmek" yaftasını yapıştırmış, bu çerçevede Başbakan Fuâd Sinyora hükümetinin görevden uzaklaştırılması için kampanyalara girişmişti. Beyrut'taki o cuma namazı da "Emperyalizmin Lübnan üzerindeki oyunlarını bozma eylemi"ne dönüştürülmüştü. Ülke öylesine bölünmüş durumdaydı ki, Yeken'le aynı dakikalarda birkaç bulvar ötedeki İmam Ali Camii'nde hutbeye çıkan Lübnan Müftüsü Muhammed Raşîd Kabbânî, "Hükümetin düşmesine asla izin vermeyeceğiz" diyerek safını açıkça belli ediyordu.Peki, Hizbullah'ın gövde gösterisinde imamlık yapan Dr. Fethî Yeken kimdiTürkiye'deki İslâmî çevrelerin yakından tanıdığı ve kitaplarını okuduğu okuttuğu Fethî Yeken, 1933'te Lübnan'ın Trablus şehrinde dünyaya geldi. Baba tarafı Türk asıllı olan Yeken -soy ismi Türkçe'deki "yeğen" kelimesinin Arapçalaşmış haliydi-, küçüklüğünden itibaren babaannesinin gözetiminde sağlam bir dinî eğitim aldı. Gençlik yıllarında tanıştığı Müslüman Kardeşler Teşkilâtı'na -kısaca İhvân- bütün varlığıyla bağlanan Yeken, 1964'te bir grup arkadaşıyla birlikte İhvân ideolojisi temelinde faaliyet gösterecek olan Cemaat-i İslâmî'yi kurdu. 1992'de milletvekili seçilinceye kadar teşkilâtın liderliğini yürüttü, ardından bir takım ihtilaflar sebebiyle Cemaat-i İslâmî'den ayrılarak İslâmî Eylem Cephesi'ni oluşturdu.Fethî Yeken'i Lübnan çapında şöhrete kavuşturan en önemli olay, 27 Ekim 1979'da Trablus'taki ofisinin önünde silahlı bir grup tarafından kaçırılmasıydı. Yaklaşık iki haftalık bir esareti müteakiben salıverilen Yeken'i