Camiden kovulmak

Suriye'nin en tanınmış vaiz ve hatiplerinden Muhammed Hayr Şaâl, geçtiğimiz hafta, konuşma yaptığı iki ayrı camide cemaat içindeki bazı gençler tarafından kürsünden indirilerek dışarı kovuldu. Hadiselerden ilki Şam-Humus arasındaki Kârra şehrinde, ikincisi ise Şam'ın dış mahallelerinden Harasta'da gerçekleşti.

Önce, hiç tanımayanlar için Muhammed Hayr Şaâl'den bahsedelim, ardından olayın ayrıntılarına geçelim:

1970'de Şam'ın kadîm semtlerinden Sâlihiyye'de dünyaya gelen Şaâl, fen bilimleri, edebiyat ve İslâmî ilimler sahasında üç ayrı diplomayla liseyi tamamladıktan sonra, 1992'de Şam Üniversitesi Tıp Fakültesi Diş Hekimliği bölümünü bitirdi. Eş zamanlı olarak İslâmî ilimler alanındaki tahsilini de sürdüren Şaâl, Sudan'ın önemli eğitim kurumlarından Umm Durman İslâm Üniversitesi'nden 1998'de mezun oldu. Hadis ilminde derinleşerek 2002'de yüksek lisansını, 2009'da doktorasını tamamladı.

20 yaşından itibaren Şam'ın cami ve mescitlerinde halkın huzuruna çıkmaya başlayan Muhammed Hayr Şaâl, 1990'lardan bu yana Bilâdüşşâm'da tanınan bir sima. Bir yandan diş hekimliği mesleğini de sürdürmesi, onu halkın gözünde dikkat çekici kılan noktalardan. Sakin ve mütebessim konuşma tarzı sayesinde, Şamlıların en çok tercih ettiği hatiplerden biri Şaâl.

Ancak Muhammed Hayr Şaâl'ın hızlıca sivrilmesi ve gencecik yaşında başkentin göbeğinde kendisine çok sayıda minber ve kürsünün açılması, sadece sükûnetinden veya tebessümünden ileri gelmiyor. Şaâl, 1964-2004 arasında kesintisiz 40 yıl boyunca müftülük makamında oturan Şeyh Ahmed Keftârû'nun has talebelerinden biri. İslâmî formasyonunu Keftârû'dan alan Şaâl, onun Nakşibendî usulünü de benimsemiş. Baas rejiminin Suriye halkına dayatılması projesinin dinî ayağında sağlam bir sütun teşkil elen Keftârû, Hâfız Esed'in en güvendiği isimlerden biriydi. Nitekim onu müftülük görevinden almadığı gibi, Keftârû'nun medresesinde yetişen binlerce isim, rejimin tensibiyle Suriye'de mihrap, kürsü ve minberleri doldurdular. Keftârû'nun 2004'teki ölümünün ardından, talebeleri Baas'a itaati sorgusuz sualsiz sürdürdüler.

İşte, Muhammed Hayr Şaâl'e yönelik öfkenin kaynağı da tam olarak burası. Kendisini kürsüden indirerek camiden kovan gençler, ona eski rejime yönelik desteği sebebiyle çok kızgın. Şaâl'ın mazideki duruşuna dair hiçbir pişmanlık emaresi göstermediğini ve özür de dilemediğini savunan gençler, Baas destekçilerinin "sanki hiçbir şey olmamış gibi" hâlâ kürsülerden insanlara dinî öğütler verebilmesindeki pişkinliğe dikkat çekiyor.

Böylesine meşhur bir ismin camiden tart edilmesi, elbette Suriye'de gündemin ilk sıralarına yerleşti. Hararetli tartışmalar eşliğinde, kamuoyunda üç ana görüş belirdi: 1) Yapılan doğrudur, 2) Âlim bir zata böyle hakaretamiz davranılmaz, 3) Şaâl bunu hak etse de, yapılan şey usul olarak yanlıştır. Taraflar tezlerini ve delillerini sıralarken, Muhammed Hayr Şaâl, eski dönemde izlediği çizgiyle alakalı uzun bir özür mesajı yayınladı. Şaâl mesajında, özetle şu ifadelere yer verdi: "Sözlerimden veya eylemlerinden ötürü incinen varsa, hepsinden özür diliyorum. Eski rejim döneminde, bazı şeyler bize zorla yaptırıldı. Asla razı olmayacağımız şeylere mecbur bırakıldık. Biz de, ölmemek için leş yemek durumunda kalan biri gibi davrandık. Baas rejimi kardeşimi ve çok sayıda akrabamı tutukladı. Talebelerimden muhaliflere katılıp şehit düşenler oldu. Zorla askere alınmak istemeyen birçok talebemin yurtdışına kaçışına yardım ettim. Ben de gidebilirdim, ama Şam'da kalmayı ve insanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışmayı seçtim."