Milli (!) Eğitim Bakanlığı'nda görevli dört genel müdür toplanıp, beni Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet etmiş. Başsavcılık, dosyayı İstanbul'a gönderdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda dün ifademi verdim. Şikayet konusu mu Elbette ki eğitim sistemindeki çarpıklıkları içeren belgeli yazılarım. İlginçtir ki rehabilitasyon merkezlerinin tek bir şirketten alım yapması istenilen yüzlerce milyon liralık biyometrik kamera alım emrinde imzası da olan genel müdür, savcılık şikayetinde buna hiç yer vermemiş. Peki, ne demişler TCK-125'e göre 'kamu görevlisine hakaret', TCK-267'ye göre 'iftira' ve TCK-217'ye göre 'Halk arasında endişe, panik yaratma, ülkenin iç ve dış güvenliğini tehdit...'
İCAZET ALMADIK
Adrese teslim ihaleler için halk niye paniklesin "Ülkenin iç ve dış güvenliğini tehdit..." diyorsanız beyler, orada durun. Tarih boyunca ülkeler için en yıkıcı tehdit, toplumların cahilleştirilmesidir. "Sistematik" suç işlediğimi de ekleyip, hapse atılmamı istemişler. Bab-ı Ali'de yetişen son kuşağız. Belgeleri, tek tek inceleyip, yazıyorum. Savcı ve hakim karşısına çıkmaktan hiç korkmadım, korkmadık. Eğitimde olup bitenleri tam 32 yıldır eğitim muhabiri, eğitim editörü ve yazarı olarak "sistematik" yazdığım doğru. Siyasetçi, bürokrat, sermaye emir eri olmayan gazeteciler, hapis korkusuyla sindirilemez. Elinde mezurayla kimselere bel kalınlığımızı, boyumuzu-posumuzu ölçtürerek de gazeteci olmadık.
GÜVENLİK KRİZİ
AKP'nin 24 yıllık iktidarında eğitimde yaptığı yüzlerce köklü değişikliğin, eğitimle birlikte cumhuriyet rejiminde yarattığı çöküşü yazmayıp da susalım mı Eğitimi enkaza çevirenleri sizin ifadenizle "sistematik" yazacağım. Atatürk'ün, "Basın milletin müşterek sesidir" sözünden siz ne çıkarırsınız bilmem ama milletin sesi olmaya devam edeceğiz. MEB bürokratlarının, koltuklarını milletin üstünde konumlandırmasının sosyolojik karşılığı, siyasi rüşvettir. Asıl sistematik olan ne mi Türk Eğitim Sistemi artık öğrenciler için de öğretmenler için de can güvenliği ve beden dokunulmazlığını tehdit ediyor! Okullarda çok derin, "sistematik" ve ölümcül yıkım yaşanıyor.
ÖLÜM KAMPI MI
Ülkenin tek kurtuluşu olan eğitimin bütçe görüşmeleri bir ay önce TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda başladı. Sendikalar ve muhalefet, "Okullar, ölüm kampına çevrildi" diye imdat çığlığı atsa da duymazdan gelindi. "Okullara, güvenlik görevlisi alınsın" teklifi, "Olmaz kardeşim bütçeye yük" diye reddedildi. Meclis'in eğitim bütçesinin görüşüldüğü bu bir ayda, okullarda neler oldu Mersin'de 12 yaşındaki çocuk, eline aldığı silahla okula dalıp, öğretmenini vurdu. Samsun'da veliler okul bahçesinde toplanıp, öğretmeni öldüresiye dövdü. Bursa'da bir okul müdürü yakasından tuttuğu öğrenciyi koridora fırlattı. Şırnak'daki bir okulda cinsel istismar patladı. Manisa'da, 'Aman ha! Okulun adı çıkar' diye gizlenen cinsel taciz ayyuka çıktı.

15