Yeşilçam filmlerine taş çıkartan reklam filmi çekildi. Okullar açılmadan yayınlandı. 81 ildeki 75 bin okulda vizyona girdi. İlk sahnede sokak kedisini seven kız çocuğu, pire hızıyla hoplaya zıplaya okul yoluna düştü. Arka fonda coşkulu müzikle dış ses, "Her adımda öğrenmeye, dostluğa hazırız. Bazen geç kalıyor gibi olsak da tam zamanında oradayız" dedi. "Sen zaten hazırsın ama onunla hazırlanmak bir başka" diyerek öğretmenin eline tutuşturulan çocuk görseli ekrana yansıdı. "Gözümüz bazen çok yakında, bazen uzaklarda. Hatta bazen çok daha uzaklara hazırlarız kendimizi" diye bir uçak maketi göğe yükseldi. "Hazır mısın başarmaya" diye sorup uçuşa geçtiler.

MAARİF MODELİYMİŞ

Bahçede basket oynayan, kantinde karnını doyuran mutlu mesut çocukların gülümsemesi. Sübliminal bir mesajla okul koridorlarında kız ve erkek öğrenciler ayrı yürütüldü. Hademeye, "Hazır mıyız Ayşe Abla" diye soruldu. Ayşe Abla gülümseyerek, "Hazırız öğretmenim" dedi. Haşa kendisini hiç övmeyen (!) Yusuf Tekin, kadraja girdi. Film, "1.2 milyon öğretmenimiz, tam donanımlı dersliklerimiz, dijital eğitim teknolojilerimiz, 185 milyondan fazla ücretsiz ders kitabımız, 70 bini yeni 123 bin temizlik personelimiz hazır! Türkiye Maarifi Eğitim Modelimiz ile biz hazırız. Siz de hazır mısınız" diyerek öğrencilere soruldu.

HOPLAYIP ZIPLIYORLAR

Bakanlığın filmi burada bitse de asıl film, okullar açıldıktan 2 hafta sonra okullarda vizyona girdi. İçi boşaltılmış ders kitapları, testler, tostlar ve simit fiyatları arasına sıkıştırılmış öğrencileri bir kaşıntı tuttu. İlkokullardan ortaokullara, fen liselerinden Anadolu liselerine, öğrenciler kaşınıp duruyor. Öğrenciler; üç, beş, on, on beş derken formalarında, hoplayıp zıplayan pireleri yakalamaya çalışsa da öğretmenler de bunu başaramadı. MEB'in temizlik sembolü beyaz öğretmen üniforması üzerinde de pireler zıplamaya başlayınca müdüre koştular. Üç ay yaz tatilinde parasız pulsuz kayıtları bekleyen müdürler, öğretmenleri susturdu.

"SULU OCUKLAR"

İlkokuldan üniversiteye 7 milyon öğrenci sayısıyla Türkiye'nin eğitim başkenti İstanbul'da, devlet okulları ve KYK yurtlarını pireler bastı. 39 ilçeden az-çok şikayet geldi. En çok şikayet, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ve köklü tarihi liselerinde olduğu Fatih'te. Türkiye birincilerinin 500 tam puanla girdiği apa Fen Lisesi, Şehremini Anadolu Lisesi, apa Ortaokulu dahil ilçedeki çok sayıda ilkokul ve ortaokulu pireler sardı. KYK Edirnekapı Kız Öğrenci Yurdu ve KYK Cevizlibağ Yurdu'nu da pireler bastı. Fatih Belediyesi, düzenli ve ücretsiz ilaçlasa da okul idarecileri bu hafta da derslerin bitmesini beklemiş. Siz bu satırları okurken Şehremini Anadolu Lisesi ilaçlanacak. Her biri günde 50 yumurta bırakan pireler, dersleri durdurdu.

İDARİ İŞGÜZARLIK

Veliler, "ocuğumu aklayıp, paklayıp, yıkayıp okula yolluyorum. Okuldan her yeri şişmiş, pirelenmiş geliyor" diye belediyeye ihbar yağdırdı. MEB film çeker de öğrenciler ve veliler durur mu Onlar da pirelerin filmini çekmişler, izledim. Bir öğrencinin kolunda 10'dan fazla pire saydım. Öğretmenler, "Öğrencilerimiz de biz de pirelendik. O kadar hızlı zıplıyorlar ki, yakalamak imkansız! Pire kovalamaktan ders yapamıyoruz" dediler. Hocalar haklı! 40 cm yukarı, 30-35 cm sağa sola zıplayan pireleri yakalayacak bir yiğit doğmadı. Pire salgınında suçu, müdürler öğrencilere ve kedilere attı. "Öğrencilerimiz, okul bahçesinde baktığı kedileri sınıflara, yatakhanelere götürüp, yatağına alıyor" dedi. "Okulu hiç temizletmeden açtık. Para yok" itirafları sonradan geldi.