Değerler Eğitimini ıstakozcular yedi!

Milli Eğitim Bakanlığı, illerde müftülüklerin verdiği 'Değerler Eğitimi' dersini 12 yıl önce başlattı. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, ders inceliklerini 345 sayfalık kitapta güncelledi. Değerler Eğitimi kitabını değerli kılmak isteyenler, dersi Gençliğe Hitabe ile başlattı. Atatürk'ün, "Memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakru zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır" sözleri, ilk sayfaya alındı.

DEĞERLER DAVRANIŞLAR

Cumhuriyetin temellerinin atıldığı TBMM'nin kuruluşunun 104. yılına üç gün kaldı. AKP'nin müfredata eklediği Değerler Eğitimi mi Davranışlar dersi mi gerçekti 'Siyaset, tarikat, hakikat' üçgenine sıkışan AKP'nin, 22 yılda kayba karıştırdığı bu toplumun ders kitaplarında kalan değerlerinin geldiği noktayı birlikte inceleyelim. Türk milli eğitim sisteminin temel amacının; bilime odaklı, kültürel değerlere duyarlı, ideal, arzu edilen davranış ve yaşam biçimini kazanmış bireyler yetiştirmek olduğu kitapta anlattıkça, anlatılmış. Adalet, Özdenetim, Dürüstlük, Vatanseverlik gibi 10 üst başlık ile evrensel yeni nesiller yetiştirme hedeflerini satırlara sığdıramamışlar.

KARINCAYI İNCİTTİLER

Osmanlıcılığı, seçim ve geçim kapısı kılan AKP, "Topkapı Sarayı'ndaki ağaçları saran karıncaların öldürülmesi günah mı" diye bir beyitle Şeyhülislam Ebussuud Efendi'ye soran Kanuni'ye gelen cevapta, "Yarın hakkın divanına varınca, Süleyman'dan hakkın alır karınca" manzumesini derste uzun uzun anlatıyorlar. Devleti yönetenlerin adaletli olmasının önemi, çocukların çok sevdiği karıncalar üzerinden dinle bütünleştirip, taze zihinlere işlendi. Sümerler'den başlayıp, 'Hak, hukuk, adalet' kavramlarını insanlığın bilinen ilk hukuk metni Urukagine'ye kadar inip, Hammurabi Yasaları'ndan, Magna Carta'ya kadar taşımışlar.

KANAAT ETMEDİLER

"Adaletli bir toplum için STK'lara destek veririm" cümlesi araya sıkıştırıldı. Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu'na aykırı olarak, 10 yıl önce 1-2 vakıf-dernekle başlayıp Ensar, Hayrat, TÜRGEV, TÜGVA, İlim Yayma derken, dinci vakıflarla yapılan protokol sayısını 2709'a çıkarıldığı elbette ki, saklandı. Cumhuriyetin temeli şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesi, MEB'in Değerler Eğitimi'ni veren imamlara hiç uğramadı. Picasso'nun, 'Dostluk' tablosu çocuklara gösterilip, devlet kadrolarının liyakatsiz ama illa ki hısım, akraba, eş, dost arasında pay edilişi gizlendi! "Dost istersen, Allah yeter" sözü derse alınıp, cümle devamındaki, "Mal istersen, kanaat yeter" kısmı itinayla çıkarıldı!

ZİHİNLERDEN SİLİNMEZ

Yunan mitolojisinde gözü kapalı, bir elinde terazi, ötekinde kılıç adalet tanrıçası Themis de unutulmadı. Eşitlik ve tarafsızlık ilkelerini sıralayıp, "Ayşe, Bilge, Ömer, Selimmm!" diye seslendiler. "Adaletin toplum için önemini anladın mı" diye öğrencilere sorup, dürüstlüğü notlandırdılar. "Kimse Türk halkının töresini elinden alamaz" diyerek, ilk Türk devletlerinden başlayıp, Orhun Kitabeleri, Kutadgu-Bilig'den çıktılar. Türk'ün töresinde, "Ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin" diyen Fransa Kraliçesi Marie Antoinette pervasızlığı var mıydı TBMM'de ceylan derisi koltuklarda sırıtan ekmek arası ıstakozcuları, okullarda 12 yıldır değerler eğitimi verdirilen hangi imam, tarikat şeyhi, öğrencilerin zihninden silebilir