Türkiye'nin adeta kronikleşen ve düzeltilmesi için adım atılamayacak olan sorunları hiç bitmez. Mesela "İstanbul'un sarı taksileri"; buna güzel bir örnek.

Bugün anlatacağım konu ise aslında daha basit; "evlerin metrekare hesabı". Öyle mühendislik okumayı, sıkı matematik bilmeyi gerektirmeyen bir hesap. Tutuyorsunuz metreyi uçtan uca odaları, koridoru, banyoyu, tuvaleti ölçüp hesabı çıkarıyorsunuz. Dünyanın her yerinde (gelişmiş ülkeler) hesap böyle yapılıyor. Bunun adına da "metrekare hesabı" deniliyor. Evler de bu net metrekare değeri üzerinden satılıyor. Alan razı, satan razı.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Nereden çıktı bu brüt

Türkiye'de ise malumunuz durum farklı. "Brüt metrekare hesabı" dışında ev satılmaz. Ve o brüte de girmeyen boşluk, hesaba katılmayan alan bırakılmaz.

Apartmanın koridoru mu dersiniz, balkon mu; merdiven boşlukları, yangın merdivenleri mi dersiniz; bahçe, otopark ve çatıdaki aralığın hesabını yapanlar mı Bir bakmışsınız dairenin yüzde 40'ı buhar olmuş, uçmuş.

Gel gelelim hesapların en yenisine.

İstanbul'un yükselen bölgesi Bomonti'de milyonları verip lüks bir rezidansta ev alanlar bir gün oturmuşlar, hesap kitap yapmışlar, değil brüt 150 metrekare daireden 110 metrekare net; 80 metrekare bile çıkmıyor. Toplanmışlar gitmişler müteahhite; soluk soluğa

"Sakin olun demiş, anlatayım", müteahhit.

Sıralamış da, sıralamış. En sonunda hesabı bitirmiş.

Bir daire sahibi el kaldırmış, "Yine de tutmuyor hesap efendim, hala 5 metrekare açık var" demiş.

Müteahhit durur mu; "Yahu o 5 metrekare de yol" demiş.

Evet yol, bildiğimiz eve girilirken kullanılan yol

Ev sahipleri, "Devletin yolu da mı bu hesapta var" demez mi; müteahhit, "Havadan uçarak eve girecek değildiniz ya, elbette hesabın içinde yol da var" demiş.

Hikayemiz burada bitmiş.

Şehir düzeninde planlar 2050 için