Saray'ın, polis ordusuyla 1 Mayıs operasyonu, Pirus Zaferi

Kanlı 1 Mayıs 1977'de, emperyal güç odaklarının emrinde, iç iktidar erklerinin katkılarıyla, yaşatılanların bugünlere uzanan akışının sonuçları ortada... Ülkemiz işçi sınıfı, emeği ile geçinen tüm çalışanlarının örgütlü hakları, yaşam koşulları dünyanın en az gelişmiş bilinen ülkelerinin bile çoğunluğunun gerisinde. Emek tarihi deneyimlerimiz, toplumsal, kültürel birikimlerimizin gerçekleri ile çatışmalı bu tablonun değiştirilmesinde, dipten gelen dalgaların gücünün öne çıktığı bir sürecin de içindeyiz...

Saray'ın kadrolaşmasını yaptığı günümüz sürecinin içinde, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararın içeriği de çok açık.

Örgütlü işçi sınıfının özgür iradesi ile 1 Mayıs'ın kutlanması istenen meydanlara yasaklama konamıyor. Taksim'in yaşanmışlıkları ile anlamı, önemi de ortada. Saray'dan hayır denemeyecek, CHP-DİSK ağırlıklı barışçı bir çağrı, yaklaşım gerçekten çözüm için Saray'ın da lehine bir çözüm getirebilirdi. Bütün yaşanmış geçmişin deneyimleri ile bir gün öncesinde kafamdan geçmiş bir anı sizlere de anımsatmak istiyorum. Şeriatın öldürme kastıyla attırdığı bir bomba ile ayaklarını kaybetmiş, dünya ölçeğinde değerli bilim insanımız Prof. Dr. Server Tanilli'nin yürekli çıkışıyla yaşanmış sahnelerin şeridi gözlerimin önünden geçti.

DİSK yöneticileri ile ancak protokol anma için kapı açıldığı törene hocamız da davetli idi. Genç bir işçi, hocayı yasağı delmek isteyenlere gazlı bombaların atılmakta olduğu anlar içinde, koşarak meydana sokma görevini almıştı. Sıkı koşusunda arkasından var gücümle koşturuyorken arkamdan Şişli'den yola çıkan kalabalıkların coşkuyla peşimizden katılmalarını anımsıyordum. Hocamızla birlikte kalabalıklar Taksim Meydanı'nı hızla dolduruyorlardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan gelişmelerin haberini aldığı anda, daha atak davranmış, Taksim'in işçi sınıfımıza açılması kararını vermişti.

Acaba iç sesleriyle bu kez nasıl bir karar verilecekti Öngöremediğimin, iyimser arkadaşlarımın umutlarına katılamadığımın, sessiz kaldığımın ayrımındaydım.

Dün Saraçhane Meydanı'nda, CHP ile DİSK liderlerinin önderliğinde toplananlara gaz, bombalı engellemelerin bir saatlik yaşatılanlarının sonucunda, umutlu bekleyiş bulutları Kafdağlarının arkasına sürüklenmişti. İçimden geçen gerçek öngörülerimle, Saray'ın, söz konusu yeni inadı, kararlarıyla ancak "Pirus Zaferi" elde edebildiğinin altını çizmek istiyorum. Sağduyulu, sağlıklı anlık karar verebilme yetisinin yerine, öfkenin egemen olduğunu apaçık gözlemlemiş oluyoruz. Sonrası toplumumuz, ülkemiz yaşayanları, örgütlü ya da örgütsüz, olumlu ya da olumsuz katkılarıyla hep birlikte örecekleri yapı taşlarıyla belirleyecekler.