Sarayın zembereğinin ipi kopuk

Her sabah gözlerimizi açtığımızda bir gün öncesinin yaşanılan kaosunun daha da çarpılarak büyümesiyle yüzleşiveriyoruz. Tek tek sırtımıza yüklenen kamburlardan kurtulma savaşımından vazgeçersek geleceğimizin karartılmasında dur durak yaşanamayacak. Delirmeden zil takıp oynamak da olanaksız. Yenileri ile yüzleştiğimiz, başımıza örülmüş yeni çorapların boyutlarını şöyle bir gözden geçirip, olabildiğince hızlanmış, örgütlenebilmiş, saflarımızı genişletebilmiş olarak, yeniden önceliklerimizi belirlemek zorunda kalıveriyoruz.

Baksanıza Güneydoğu'nun akil siyasetçilerinden, yılların akışı içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da sıkça yolunun düştüğü Ahmet Türk, dün sabah yüzleştiği yeni sorunlar yumağının, yılların deneyimleriyle yeni baştan sıralamak zoruda kalmış olacağı önceliklerini, bir gece öncesinden aklının ucundan dahi geçirmemiş olabilir. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt'ta yaşatılanlar sonrası günlerdir yaşadıkları üzerinden yaptıkları değerlendirmeler sonucu oluşturulmuş hak arama, eylem programlarının, öncelikli uygulanabilecek sorumluluklarını arkadaşlarına bırakıp, uçağa atlayıp soluğu Ahmet Türk'ün yanında almak zorunda kaldı.

Sakın ola ki bu güncel zorunluluklar önceliği ile yazdığım üstteki iki parafraftan, Saray'ın kendi yolu, çıkarları adına başarılı, çıkış yolları bulup yürütmekte olduğu gibi bir sonuç çıkarmış olmayın. Serseri mayın gibi kendilerine çıkış yolları arayan Saray ittifakının gelgitleri, yanılma deneme yolları ile günübirlik aldıkları kararlar, yaptıkları ittifaklarda bile tutarlı yürüyememeleri sonucunda, ülkemizin tüm yurttaşlarının yaşamlarını karartmakta oldukları icraatları ile karşı karşıyayız.

Hani bugünlere kadar hep altı çizilen, kendi içinde çok çelişkili, tutarsız Saray icraatları ile pratik kıvırtmalarla 2002'lerden bugünlere kadar gelindiği ile öcünülüp duruluyordu ya... Kişisel, biraz da ukalaca gözlemimle artık serseri mayınları anımsatan bir icraatlar kargaşısı ile yüzleştiğimiz kanısındayım. Sonuç olarak, öngörülmeden bu kadar çok acımasız, çelişkili, çoğunluğun yaşamlarındaki zorluklar, karabasanları artıran oyunlarla yüz yüze kalıyoruz. Yazboz oyunlarının en amatörcesine dönüşmüş bu halleriyle olsa olsa bozduğu oyunun taşlarının çıkardığı selerinin keyfini çıkarmaya çalışan bebekleri güldürebilirler.

Biraz daha ciddi, gerçekçi olmayı seçersek... Zamane çocuklarını sokaklarda izlemeyi sevenlerden biri olarak gözlemlediklerimden paylaştıklarımdan başlamak istiyorum. Çok deneyimli anneler, babalar, aile büyüklerinin bile ancak bir iki dakikalığına oyalayabildiklerini paylaşabilirim. Bir iki neşeli gülüş, paylaşımdan sonra daha anlamlı bir ilgi alanı bulamadıklarında yaygara kopuyor.