Maden cinayetlerine nokta konulmuyor

1989 yılının aralık ayında yaşananları unutabilir miyiz Zonguldak'ta aralık ayının tamamını kapsayarak ocak ayına sarkan büyük madenci direnişinin "Özalizm"i kırışını unutmuş olamazsınız. Yüz binlerin yaklaşık bir ay boyu Zonguldak sınırları içinde, yeni yılın sonrası günlerde, Ankara'ya doğru yola çıkışları, gençlerimiz için geçerli olamasa da bizim kuşağın belleklerinde çok taze. Maden işçileri için on yılın kayıplarının yaklaşık dörtte üçünü geri kazandıran, ülkemizin kayıtlı, kayıtsız bütün çalışanlarının ortalama yarıya yakın kayıplarının giderilmesini getiren, yaraları saran sonuçlarını...

İşçinin üretimden gelen gücünün kullanılmasının kayıpların giderilmesinde tek etkili araç olduğunun, 15-16 Haziran büyük direnişlerinden sonra açılmış yollarından sonra, emek tarihimize yazılmış en anlamlı kazanımların başını çekmişti. YouTube üzerinden Cumhuriyet'ten Tanıklıklar kanalında yapılan birden fazla söyleşimizden merak ettiklerinizi izleyerek belleğinizi tazeleyebilirsiniz. İşçilerin örgütlenmesinde eylem komitelerinin başında görev almış Sabri Cebecik ile Tarih Vakfı'ndan belgesellerin çekimini üstlenmiş Ülkü Özen'in katıldıkları söyleşilerde, bir tek Şemsi Denizer'in dönem eylemlerindeki danışmanı Önder Aker aramızdan erken ayrıldığı için eksilmişti.

Aradan bunca yıl geçti, Saray'ın yönetimindeki kadrolar eliyle sürdürülen madenlerimizdeki üretim koşullarında çağdaş günümüz teknolojisi ile elde edilmiş olması gereken, bilimsel olarak da yapılması gerekenlerin ezbere, yönetmeliklere bağlı olarak kayda kuyda bağlı olmazsa olmazlarından üretim koşullarının eserini göremiyoruz. Kömür madenlerimiz, iktidar erkinin emrinde kadroları ile hâlâ utanç verici boyutlarda iş cinayeti suçlarının işlenmesinde başroldeler.

Öylesine kanıksanmış bir gerçeklik söz konusu ki başıbozuk üretim koşullarında sık sık ölümlü yeni maden göçükleri haberleri depremlerde can kurtardıklarında alkışlanan madenci kurtarıcılarının güçlerine karşın, önlenmeleri hak götüre. Kader, olağanmış gibi kamuoyu yaratan küçücük haberler olarak geçiştirilip duruluyor. Halkımızın büyük çoğunluğu karabasana dönüşmüş yaşam koşulları, ucuz can pazarı gerçekleri arasında topu için birden duyarsızlığa itilmiş konumdalar.