Kırk yılda devri alem

Ülkemizde kültür turizminin gelişiminin öncülerinden Faruk Pekin ile yolculuğumuz 1970 12 Mart'ının öncesi günlerden, Boğaziçi Üniversitesi'nin özerk olabilmesi savaşımına öncülük yaptığı yıllardan başlar. Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Birliği başkanlığını yaptığı yıllardan söz ediyorum. İş dünyamızın büyükleri Boğaziçi'nin üniversite yapılması yerine yüksekokul olarak geliştirilmesinden yana idiler.

Ünlü bir işadamımızın Cumhuriyet'in grafik çalışmalarında önde, dostu Agop Arad ile gönderdiği uyarı ile birlikte geliştirdiğimiz haberlere ilişkin uyarısında, "Boşuna uğraşıyorlar. Boğaziçi tepedeki ünlü tarihi yapıları ile birlikte yüksekokul olarak kaldığında, tepedeki geniş alanlar içine yerleştirilecek oteller ile ekonomimize çok büyük katkılar gelecek" görüşlerinin altını çizerek, işveren örgütlenmeleri olarak kararlılıklarını sürdürmekte olduklarının altını çiziyordu.

Faruk Pekin'in yanında İTÜ Birlik başkanları Harun Karadeniz ile etin Uygur'un öncülük yaptıkları özel okullara karşı direniş eylemlerinin toplumsal etkisi atlanmıştı. 12 Eylül darbe yönetiminin geçerli olduğu süreç içinde Anayasa Mahkemesi'nden gelen özel yüksekokulların kapatılması kararı tartışmalara nokta koymuş oldu.

***

Faruk Pekin ile yollarımız yeniden, DİSK'in içinde görev alması, eğitim müdürlüğü görevini üstlenmesiyle 12 Eylül 1980 darbesi sonrası kapatma kararının alınması, sendikal yasaklar içinde yargılanmaları süreci yıllarında çakıştı. Hemen tutuklanacaklar listesinin içinde yokken çağrıya uyarak teslim olmuş DİSK yöneticilerinin anında işkenceli sorgulamalara hedef olmaları sürecinde, ailelerin ziyaret çabalı sürecinde karşılaşıyorduk.

Elbette tutuklularla ziyaret günleri dışında görüşmeler gerçekleşemiyor; içeridekilere giyecek, yiyecek girişimlerinin not karşılıkları, bir başka arkadaşları tarafından, "Sorguda" notu gelmiş olarak teslim alınmış oluyordu. Faruk Pekin ile anlamın "İşkencedeler" olduğu üzerinde birleşmiş olarak göz göze geliyorduk. Yakın tarihlerle, eğitimlerden sorumlu müdür olduğunun anlaşılması ile o da tutuklanmış oldu. Elbette yargılama sürecinde onun da işkenceden geçtiğinin tutanaklarını öğrenmiş olduk. Ancak savunma hazırlıklarında disipline alışkın olmayan sendika liderlerimizin derslerine çalışmalarında katkılarının da olduğunu, önceden TİP kurucusu olması bağlantılı ağır işkencelerden geçirilmiş hukukçu