25 kasım günü, Kartal'dan Yenikapı aktarmalı Şişli'ye geliş yolculuğumda, İstanbul Valiliği'nin, metroların, tüm ulaşım yollarının öğlen saatlerinden önce başlatılmak üzere Taksim çevresine kapatılması kararını ulaşım araçlarından da yapılan duyuruları ile karşılaştım. Geçmiş yıllardan deneyimli kadınlarımızın yapacakları eylemlere sokakların kapatılması, sıkı gaz bombalı, polis çemberleri ile kadınlarımızın içeriğinden henüz haberli olamadığım eylemlerinin gündemde olduğu geçmiş yılların örneklerini gülümseyerek anımsadım.
Ne kadar çok önlem alırlarsa alsınlar, sorunlarını kamuoyuna taşımakta kararlı kadınlarımızın bir yolunu bulup bir yerlerde toplanabileceklerinden güvenli geçmiş anılarımı anımsayarak gülümsedim. Kalçamı kırmadan önce, kimi zamanlar sonrasında bile, yaşım biraz daha gençken itiraf edeyim, çok fazla gaz yemişliğimin sonucu gelişmiş alerjinin de etkisinde, bu kez katılmamam gerektiğini düşündüm. Gelemeyenlerin yerlerini doldurabilecek genç kuşakların geçmiş yılların direnişlerini aratmayacaklarından, kalabalık polis güçleriyle kapatılan yolların yerine, yenilerinden fışkırarak dirençlerini, eylemlerinin içerikleriyle, sloganları, afişleri, haykırışları eşliğinde duyurmaktan vazgeçmeyeceklerine güvenim tamdı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu şemsiyesinde örgütlenmiş taze kan kadroların içinden Şirin Yalıncakoğlu ile Ece Akpulat bugünden sonrası günlerde dilediğinizce izleyebileceğiniz Cumhuriyet YouTube'da yayında olacak söyleşi konuklarımız. İstanbul'dan arkadaşımız Vedat Arık başta, Edirne, Eskişehir, Diyarbakır, Kırşehir, Aydın, Balıkesir, Bursa, Mersin, Muğla'da öne çıkan eylemlerin görselleri eşliğinde, günümüz koşullarında katlanan sorunların içerikleri üzerinden verilen güncel hak savaşımının içeriklerini paylaşıyorlar.
***
Elimizdeki en son verilerle geçen yılın üzerinden kanıtlanmış kadın cinayeti sayısı 282. Şüpheli kadın cinayetlerinin sayısı ise 280. Bu çarpıcı verilerle ülkemizdeki en yakınları tarafından namus adına sapkın duygularla işlenmiş cinayetlerde dünya ölçeğinde en geri kalmış ülkeler içinde, geriden başı çekiyoruz. Oysa birileri hiç utanmaksızın aynı günler üzerinde yaptıkları açıklamalarda, tam tersini, gelişmiş ülkelerde namus cinayetleri üzerinden öldürülmüş kadınların gelişmiş ülkelerde daha yüksek olduğunu söyleyebildiler. Bildiğiniz üzere ülkemizdeki kadın cinayetleri gerçekleri, yaşanmakta olan çarpıcı acımasız tablo yine çok az basın, görsel basın üzerinden paylaşılabildi. "İstanbul Sözleşmesi"ni bir zamanlar kolayca Avrupa Birliği'ne giriş yolunu açabileceği üzerinden sahiplenmiş iktidar erkleri, şimdilerde tam tersi siyasetlerin sorumluluğundan pay alıyorlar. İktidar erklerinin sorumluluğunda, din üzerinden yapılan, dini değerlerine göre aykırı çarpık namus algılamalarının, ne yazık ki yine ahlak adına, dini kurumlar içinden bile sayısız desteklenen örnekleriyle gelen kışkırtmalar ile ülkemiz hiç de hak edilmemiş bir geriye çekiliş sürecini yaşıyor.

2