Dindarlık, kindarlık çıkışları, operasyonlarında durdurak bilmezlikleriyle, cezaevlerini haksız hukuksuz doldurmadaki sınır tanımazlıklarıyla... Ekonomik çöküşle de günlük yaşamlarını sürdüremeyecek, nefes alamaz konuma düşürdüklerini, bu ülkenin yüzde 90'larını aşan çoğunluğunu yıldıracaklarını sanmışlardı. Siz okullarının birincisi olan kızlarımızı, sevinçlerini paylaşırken "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye slogan attılar diye, savunan komutanlarıyla birlikte okullarından atarak cezalandırdınız ya...
Günlerdir spor yarışlarını izleyen gençlerimizin, stadyumları, kapalı spor salonlarını doldurarak gür, coşkulu sesleriyle "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" haykırışlarını kesebiliyor musunuz Bu yıl okulların ara tatilini bugüne denk getirip 10 Kasım'da Atatürk'ün anılmasına gölge düşürme sevdasına kapıldığınız duygusunu topluma yansıttınız ya... Size inat olsun diye, bu yılın 10 Kasım Mustafa Kemal Atatürk'ü anma etkinliklerinde, halkımız uzun yıllardır bir benzeri yaşanmayan gösterilerin içinde yer alarak bağlılığını, duyarlılığını göstermek üzere içgüdüsel seferberlik ilan etti.
Toplumsal olarak ne kadarı ile ayrımındayız sorusunun yanıtını veremem. Ancak 59 yılı bulmuş uzun bir gazetecilik sürecinin tanıklığı söz konusu olduğunda, Cumhuriyetin devrimci kimliği, kurtuluş-kuruluş savaşları ile Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde sağlanmış kazanımların bütünlüğüne yönelik saldırılar, sapmalar ile doğru orantılı olarak yükselen tepkiler çok çıplak gözlemlenebiliyor.
1960'lar sonrasının gelişmelerini en azından gençlik yıllarım da içinde izleyebilmiş olmanın ayrımcılığında, yasaklı düzenlerin acılarının birikimleriyle kaçınılmaz yaşanan toplumsal tepkiler, direnişler, hak aramalar arasındaki bağları gözlemleyebilmek şansını yakalayanlardan olarak... Kirli ittifaklar içinde bu ülkenin yaşayanlarının çoğunluğuna ödetilen bedeller ile yaşayabilmenin içgüdülerinden yeşeren hak arama süreçleri arasındaki patlamalar arasındaki bağlar, kantarın gelgitlerinin işleyişleri kaçınılmaz değil mi
İnsan hakları, çoğunluğun yaşayabilme hakları üzerinden kantarın topu çoktan kaçmamış mıydı Bu ülkenin insanları, Anadolu toprakları üzerinde yaşayanları kuşkusuz çok ağır çileler çekmişler, çok ağır bedeller ödemişler. Gelin görün ki Mustafa Kemal'in önderliğinde verilmiş, kazanılmış bir ulusal bağımsızlık, kurtuluş-kuruluş savaşımız var. Sovyetler Birliği'ni çok zorlu koşullarda kurmuş Lenin, Stalin bile akıl sır ermez zorlu koşullarda kurtuluş-kuruluş savaşı destanını yaratma yolunda, ulusal bağımsızlık ilkesi ile yola çıklmış bu savaşa duydukları saygı ile ellerinden gelen desteği vermek gereğini duymuşlar.

2