CHP'ye dönük çok uzun zamandır Demokles'in kılıcı gibi sallandırılan, dün verilmesi beklenen kararın 24 Ekim tarihine ertelenmesinin gerekçeleri, azıcık hukuk yargılamalarını izlemiş gazeteciler için bile, nedenleri kolay kolay anlaşılır, anlatılabilir, açıklanabilir bir durum değil. Dünün ilerleyen saatlerine kadar nedenleri üzerinden açıklamalar yapan hukukçuların yorumlarından da bir sonuç çıkarabildiğinizi hiç sanmıyorum.
Kişisel algılayabildiklerim kadarı ile üst, yetkin mahkemelerin geçen hafta içinde verdikleri kararların açık sonuçlarına göre CHP zaten önceden tarihini belirlediği genel kurula dönük hazırlıklarını, alt organ seçimlerini yapabilecek konumunu kazanmıştı. Dünün, asıl sonucu, sürekli CHP'nin içini tartıştırmayı üretmiş olabilecek düşü ile kurgulanmış Gürsel Tekin önderliğindeki atanmış ekibin, CHP'yi içten karıştırma kararına bağlanmış umutlar suya düşmüş.
Yeni senaryolar üretebilmeye dönük, yeni planların kurgulanabilmesine gereksinim doğmuş. Dün sabahki kararın üzerine, yandaş medya yayınlarında öne çıkma medeni cesaretini gösteren ya da göstermek zorunda kalan koca koca hukukçu, deneyimli sayılabilecek bilim insanları, tekerlemeler halinde. Mahkemenin söz konusu erteleme kararı ile CHP'ye kendi kendini içeriden toparlamak üzere zaman verildiği kanısındalar. Nasıl olabiliyorsa, CHP içinde her zaman var olan, çatışmacı, sonuçta sonuç alınabilen kararları üreten CHP'lilerin, dışarıdan, sağdan, hemi de iktidar erkinin katkılarıyla sunulan projelere gereksinimi varmış gibi... Yersek tabii.
***
Kişisel, CHP'lilerin neden bu kadar suskun durduklarını, CHP'yi kurtarma vizyonu ile mahkeme kararı ile atanmış Gürsel Tekin'in sadece parti içinden değil, sıradan vatandaşlar açısından bile çok bilinen kirli çamaşırlarının ne zaman ortalığa saçılabileceğini merak ediyordum. Gerek duymamakla çok daha akılcı davranıldığını, siyasetçilerin doğasında, içlerinde olan bizim algılayamayacağımız bir duruşun sergilendiğini şimdi şimdi kavrayabiliyorum.
Biz vatandaşlar olarak, bu ülkenin yüzde doksanları aşan çoğunluğunun, iktidarlarının artık dönüş yapamadığı, toparlanamadığı dibe vuruşlarının ağırlığında yaşam damarlarımızın damarları çekildikçe çekiliyor. Toparlanma için ne bir çaba ne de akıl, güç kalmamışçasına teslim olunmuş çıkar odaklarının emir kipi dayatmalarının dışına çıkılamıyor. Devlet Bahçeli belki de daha uyanık, aymış rollerinde, sanki içeriden muhalefet yapıyormuşçasına, CHP'ye dönük karşılığı olamayacak saldırıların anlamsızlığının altını çiziyormuş gibi yapıyor.