28 Nisan 1960 Turan Emeksiz'in öldürülmesi..

Demokrat Parti, Menderes hükümetinin sivil diktatörlüğünün tırmanışının yaşandığı yıllar... Sakın ola ki sivil diktatörlükte sınır tanımayan bir iktidarın otoriterleşmesinde, kendisini iktidara getirmiş Amerikan yönetiminin bile gönderilmesi günlerinin geldiği sonucunu çıkarmış olarak görevden alınmalarında öncülük yaptığı günlerin gelişmelerini unutmaya kalkışmayalım.

Başbakan Menderes, Rusya ile iletişim kurma çabasını gerçekleştirmeye çabaladığı günlerde, 28 Nisan 1960 günü Taylan Özgür, polis operasyonunda öldürülür. Yakın arkadaşı Yavuz Ketenci, ölüsünün yerde kalmasını içine sindiremez. Fotoğraf karesine de yansıdığı üzere arkadaşlarının yardımı ile taşınmasını üstlenir. O günlerde siyaseten yaşananlar sivil diktatörlüğün sınır tanımayan boyutlarının göstergesidir.

DP'nin iktidarının getirildiği güçler, Amerikan emperyalizmi tarafından görevden alınması operasyonu başka, sonrası sahneye konan oyunlarla, Yassıada yargılamaları kapsamında, cımbız davası simge, üç lideri asılarak çoklu yöneticilerinin cezaevlerinde ağır süreler tutuklu kalmaları cezalarının verilmiş olması çok başka. Bir kez daha bu ülkenin aydınlanmacı kitleleriyle, emperyal kuklalarının karşı karşıya gelmeleri oyunları başka...

İşte tam da bu nedenlerle dün toprağa verdiğimiz Yavuz Ketenci üzerinden geçmişi, doğruları ile yanlışlar bir arada olarak değerlendirmek gerekliliğine inanıyorum. Emperyal odaklar Menderes'lerin idamları üzerinden, "kısasa kısas" kavramı üzerinden, 1970'li yıllarda, tüm sol siyasetlerin bütünleşerek, büyük bedeller ödeyerek çırpınışlarını boşa çıkartırarak Deniz'lerin idamların durdurulmasını engellediler.

Ülkemiz, o günlerden bugünlere kimi çok değerli, olumlu toplumsal kazanımlar, siyasal ittifakları yaşadığı gibi, dinin en haksız, hukuksuz, kuralsız kullanılıyor olmasının çok acı günlerinin darboğazında çırpınmakta. Günümüzde yine dünyanın en kirli, karanlık odaklarının destekleri altında, dünya çapında bir benzeri, örneği olmayan bir ucube otoriterleşmenin uygulamalarının kapılarına sınırsız göz yumularak, yaşatılanlara karşı, geçmişte yaşananlardan çıkarmak zorunda olduğumuz çok fazla dersler olmalı değil mi