Haberin Devamı
Sezonun kendi evindeki ilk maçı. Tribünler tıklım tıklım. Heyecan, coşku dorukta. Sanki 80'lerden esen romantik bir rüzgar. Futbolun endüstriyel olmadan önceki ve taraftarın henüz müşteri sayılmadığı günleri anımsatan bir atmosfer. Osimhen, Icardi kenarda.. Güzel futbol, bol gol ve maç sonu galibiyet üçlüsü için her şey hazır. Bu minvalde maç başladı ama karşıda taş gibi bir Karagümrük. Zaten ilk golü de Ahmet'le Karagümrük kaçırdı. Daha doğrusu Günay harika kurtardı. Sonrasında Tresor Doh sahneye çıktı ve tek başına ilk yarının hikayesini yazıverdi. Önce üç metre arkasından gelen Barış Alper'i kaçırdı, ardından az daha Sanchez'in ayağını kırıyordu. O kırmızının VAR'a ihtiyacı yoktu, doğrudan çıkmalıydı. Barış Alper takımını sırtlıyor. Allah nazarlardan korusun. Sane'nin adaptasyon süreci biraz daha devam edecek gibi görünüyor. Osimhen ve Icardi'nin oyuna girmesiyle sevenler kavuşmuş oldu. Belli ki onlar taraftarı, taraftar onları çok özlemiş. Osimhen'in golünün ofsayta takılması ve Icardi'nin golü Rams Park'ta nostalji rüzgarları estirdi. Geçtiğimiz sezonlara göndermeleri izledik. Icardi'nin bir sene sonra golle dönmesi çok şık oldu. İşin hücum kısmında sorun yok ama bizim ligde bir şekilde tolere edilen, bize basit gibi görünen bu defans hatalarını Şampiyonlar Ligi'nde affetmezler söyleyeyim. Thiago'nun kaçırdığı mesela... Olacak şey değil! Günay ikinci defa olası beraberliği önledi. 10 kişilik Karagümrük gücü oranında oyuna tutundu. Eskiden bir diş macunu reklamında duymuştum; bir diş hekimi hastanın dişlerine bakıp 'Önler iyi ama arkalar ı ıııh' diyordu. Galatasaray'da da öyle, takımda ön taraf iyi ama arka taraf, Avrupa için şimdilik yetersiz.