Solskjaer'in 11 tercihini çoğu futbolsever riskli buldu. Masuaku'nun sol stoper oynaması, Paulista'nın maç eksikliği, Chamberlain'in formu soru işaretiydi. Kağıt üzerinde favori olmakla beraber, şampiyonluğu büyük oranda kaybeden takımın bir derbi oynaması çok zordu. Onun için ev sahibinin bir iki hücumu saman alevi gibiydi. İlk çeyrekten sonra Beşiktaş dengeyi kurdu. Yan ortalar iki takımın da zaafı. 27'de Talisca bomboş kafayı vurdu, Mert Avusturya maçındaki gibi çıkardı. Talisca'nın elini trafik polisi gibi tuttuğu için neden olan penaltıyı Gedson kaçırdı. Immobile'nin kenardaki üzüntüsü Gedson'dan fazlaydı.

Bu arada Gedson'un yüzüne tutulan lazerin kaçan penaltıya etkisi çok tartışılır. Ben Gedson'un yerinde olsam o penaltıyı yüzümde yeşil ışık varken atmam. Aynı Gedson, Mert Müldür'ün sözümona geri pas verdiği 'al da at' ikramını geri çevirmedi. İkinci yarı Fener'in yükleneceği belliydi. Bu durumda oyunu tutmak önemliydi. Beşiktaş da bunu yaptı. Rakibe sadece duran topları bıraktı. O topları kullanan Talisca'nın karşısına da Mert aslanlar gibi dikildi. Son dakikalarda topu ileride tutacak Semih ya da Immobile vardı ama Ole, Immobile'yi bence biraz geç aldı. Son 40 yılda, Fener Beşiktaş maçlarında ilk golü atan takım sadece dört defa kaybetmiş. Bu istatistik dün akşam da bozulmadı. Beşiktaş sezonun flaş takımıdır. Oynadığı derbilerin çoğunu kazandı. Büyük maçları büyük oynadı. Penaltıda Gedson'un yüzüne o lazeri tutan arkadaş! Maçlar rakiple saha dışı mücadelelerle kazanılmaz. Futbolu sahada oynayacaksın kardeş.