Maç önü hemen tüm taraftarın aklında aynı şey olduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam; 'Hah tamam Avrupa'nın sıradan takımından fark ye, sonra gel ligde şov yap.' Konya maçı 11'i Frankfurt'ta başlasaydı durum farklı olur muydu bilinmez. O maçta 2 gol atan (!) Sanchez kulübede başladı mesela. VAR çağırsa 4. dakikada kırmızı yiyecek olan Torreira sarı karta o kadar itiraz etti ki, neredeyse ikinci sarıyı görecekti.

23'te Barış resmen bir boğa gibi götürdüğü topu kaleciye nişanladı, dönen topu Yunus, Sergio Agüero'nun City'deki şampiyonluk golü gibi attı. Bir şeyi merak ediyorum; Sallai hemen önündeki Sane'ye kıl oluyor mudur acaba Macar kendini paralarken Leroy lay lay lom da o bakımdan. Devrenin sonunda Yunus, Icardi'ye 'buyur abi' dedi ve 2-0. İkinci yarı, ilk yarı görünmeyen Torreira'nın uzaklardan golü gelene kadar, 'bu Yunus Sane'ye pas vermiyor abi'nin aksine Yunus'un Sane'ye paslarını izledik.

Galatasaray'ın oyuncu değişiklikleri Konya'nın acayip işine yaradı. 82'de bütün defans, artı tüm orada bulunanlar rakibi seyre dalınca Umut, Uğurcan'ı avladı. Sonrası topu her alan Konyalı Uğurcan'la karşı karşıya kaldı. Sevgili takım, ilk yarı için söylüyorum; madem böyle oynayabiliyorsunuz, geçen hafta bunu niye yapmadınız