Böyle olmamalıydı

Haberin Devamı

Maçı izlerken ülkemizin Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk sınavı geldi aklıma. 1993'teki Manchester United- Galatasaray maçı. İngilizler United için Şampiyonlar Ligi kataloğunu bile bastırmıştı. 2-0 geri düştüğü maçı neredeyse alıyordu Galatasaray. Aslan'ın oynadığı her Avrupa maçında aynı duyguya kapılırım; koşullar ne olursa olsun asla pes etmemek, umutsuzluğa kapılmamak ve kuruluş esasına (Türk olmayan takımları yenmek) olan bağlılık. Kulübe çağ atlatan büyük efsanesi Derwall'in dediği gibi "Galatasaray'ın olduğu yerde umut hep vardır." Bunları hamasi lakırdılar olarak söylemiyorum. Bu anlayışı dün bizim sayfamızda da gördük. Maçın başlığı 'kükreme zamanı' oldu. 'En kükreyecek Aslan'ın sahada olamayacağının bu maça ne kadar tesir edeceği ise büyük bir merak konusuydu. Bunlara takılacak durumumuz yok. Osimhen'in yokluğu, Icardi'nin kenarda olması can sıkıcıydı ama Yunus, Sane'nin asistinde golü yazdı. İkinciyi de buluyorduk ama İlkay'ın nefis pasında Barış çok kötü vurdu. Bu seviyelerde oynadığınız vakit bu tür pozisyonları atmanız lazım. Nitekim, golümüzü atan Yunus'un büyük hatasında beraberlik golünü yedik. Şu güzel oyunu bir türlü baskıya çeviremedik ona yanıyorum. Alper'in tertemiz golünü İtalyan hakem yiyip, Can doksana vurup, yan ortayı da seyredince ilk devreyi yenik kapattık. Böyle olmamalıydı. 9 dakikada 3 gol yenmez! Saçma sepet bir defans hatasından 4. golü yedik. Davinson ikinci defa gereksiz yere burnunu soktu. Sonra Sara mantarladı 5-1. Olacak şey değil! Frankfurt'un Galatasaray'dan daha iyi bir kadrosu yok ama takım halinde daha disiplinliler. Şampiyonlar Ligi'nde böyle lakayt oynayamazsın! Buradan sabaha kadar dersler çıkart ne olacak Bir de; Osimhen yoksa, takımın neredeyse yarı gücü yok gibi.