Haberin Devamı

Okan Buruk olabilecek en iyi, en doğru 11'i sahaya sürdü. Öncelikle bu konuda tebriği hak ediyor. Bu tür maçlarda birilerinin ortaya çıkması, maçı alıp götürmesi beklenen bir şeydir. Barış Alper böyle bir patlama beklediğimiz isimdi. İlk yarının en iyisi Jakobs'tu. Defansa, hücuma katkısı üst düzeydeydi. Liverpool gibi bir takıma ileride şuursuz baskı başımıza iş açardı. Futbolda 'atamayana atarlar' deyimi bu defa Galatasaray'ın lehine işledi. Uğurcan'ın çıkardığı top gitti penaltı oldu. Barış soldan aktı, Szoboszlai'yi geçerken de penaltıyı aldı. Osimhen, Napoli'de kaçırdığı penaltıyı dün affetmedi. İkinci yarı Liverpool baskılı başladı. Pozisyon da buldular ama golü biz kaçırdık. Osimhen, Yunus'a pas vermekte gecikince yazık oldu. İki dakika sonra Osimhen bir top daha kaptı, karşı karşıya çok kötü vurdu. Çok yazık oldu çok. Karşılıklı değişiklikler bizim orta saha direncinin etkisini kaybetti. Görev defans bloğuna düştü. Son on dakika yürekler ağızda izledik maçı. Saniyeleri saydık resmen. Geriye yaslanınca Liverpool geldikçe geldi. Tertemiz pozisyonda Turpin'in verdiği penaltıyı VAR iptal etti. Sonrası taraftar devreye girdi... Sekiz dakikalık uzatma kalplere zarardı. Jakobs da Singo da büyük oynadı. Maç önü 'artık çöplüğe dönen' sosyal medyada bu maç için Galatasaray'ın kaç fark yiyeceğini konuşan tiplere söylenecek şey şu; bu takım 1905 yılında Ali Sami Yen ve arkadaşları tarafından 'Türk olmayan takımları yenmek' maksadıyla kuruldu. Kendi sahasında Ali Sami Yen ruhuyla yapamayacağı şey yoktur! Galatasaray takım halinde bu ruhu ortaya koydu. Gel de Athletico'dan beş yiyen Frankfurt maçına yanma!