BOPunuzda boğulun

El-Cihat Muhammet Farac...

El-Kaide Usame bin Ladin...

Hamas Ahmet Yasin...

IŞİD El Zerkavi...

Hizbullah'ı da buraya ekleyebiliriz, Ebu Seyyaf'ı da ekleyebiliriz. El Nusra, Ensar Eş-Şeriat, Boko Haram, Leşker-i Tayyibe, Eş Şebab... Çok radikal İslami örgüt var, ekleyip listeyi uzatabiliriz...

Birleşmiş Milletler bu örgütlerin hepsini "terörist" listesine aldı. Peki: Hemen hepsi son yarım asırda ortaya çıkan bu "terör örgütlerini" kim doğurdu

Sorunun çeşitli yanıtları var. Mesela K. Marks'a sorsak, diyalektik materyalizm teorisine göre açıklama yapardı:

- "İnsanların düşünceleri, içinde yaşadıkları koşullar ile karşı karşıya kaldıkları olaylar tarafından biçimlenir ve ardından düşünce eyleme zemin hazırlar. Bu eylemin de oluşturduğu yeni durum daha sonraki düşünceleri teşvik eder..."

Çoğu Batılı düşünür ise İslam fıkhındaki cihat kavramının radikal eylemlere yol açtığını ileri sürer.

Yahu! Bu örgütler cihat kavramını son yarım asırda mı hatırladı

Meselenin temeli şu:

Batı, özellikle Ortadoğu'da tam bağımsızlıkçı-modernist-laikulusalcı ya da sol sosyalist hareketlerin karşısına radikal dinci örgütleri çıkardı. İngiliz- Fransız emperyalizmine karşı eylem birlikteliği yapan muhalif güçler bölünüp paramparça edildi.

Dönem Soğuk Savaş idi ve Batı'nın ortak düşmanı Sovyetler Birliği'ydi.

Batı'nın önemli silahı din kimlikli "küresel kabileler" idi! İslamcıların kandırılmaları "Allahsız komünistler" üzerinden kolayca gerçekleştirildi. Afganistan'a "cihada" yollandılar.

Dönem, ülkelerin birbirleriyle aracılar üzerinden saldırdığı "vekalet savaşı" devriydi.

Soğuk Savaştan sonra "dünya imparatoru" olan ABD, Büyük Ortadoğu ProjesiBOP ile 22 ülke yaratmak için "kan tüketimini" artırarak, bölgenin çivisini tamamen çıkardı. "Demokrasi" yalanıyla barbarlığı hoşgörüsüzlüğü pompaladı.

İşte... Bugün acı sonuçları görüyoruz yaşıyoruz. Bir dönem Ortadoğu'nun Paris'i Beyrut'uLübnan'ı kim bu hale getirdi

Evet, sormalıyız: İşlerin bu hale gelmesinde Batı'nın suçu yok mu Oysa çok şikayetçi görünüyorlar! Sovyetler Birliği dağılıp mızrağın ucu kendine değince, geçmişle hiç yüzleşmeden radikal dinci saldırılardan şikayetçi olmaya başladılar.Bir dönem "direnişçi" "kahraman" dediklerine "terörist" dediler.

Ve hâlâ hiç sorumluluk