Yapay zeka bizle alay ediyi...
Birleşik Arap Emirlikleri'nin, yapay zekayı kabineye danışman olarak atayacağını açıkladığı günlerde bir başka yapay zeka robotu ortalığı birbirine kattı. Elon Musk'ın sahibi olduğu yapay zeka şirketi xAI tarafından geliştirilen sohbet robotu Grok'tan bahsediyorum... Mutlaka okumuşsunuzdur; önüne gelene hakaretler ve küfürler etmeye başladı. Buna da Musk'ın bu sistemi, insana daha çok benzetmek istemesinin sebep olduğu söyleniyor. Zira GROK, sıradan bir sohbet robotu olarak tasarlanmadı; biraz filtresiz kendisi. Küfür etmekten, şaka yapmaktan, alaycı olmaktan ve kullanıcıları kızdırmaktan çekinmiyor. Yani üslup sorunu var. Tıpkı insanlar gibi. Bu da amaçlanan şeyin başarılı olduğu anlamına geliyor maalesef. Bu sohbet robotu, bir ülkeye özgü argo kelimelerden kalıplaşmış fiillere, hatta küfürlere kadar her şeyi içeren bir veri kümesi üzerinden eğitiliyor. Yani GROK'un yanıtlarını ve sohbetini Türkiye'deki X kullanıcıları belirliyor. 'Coğrafya kaderdir' diye boşuna demiyoruz; biz neysek adam da ona göre davranıyor işte. Adam dediğime bakmayın işte, lafın gelişi... Sonuç Tarihte ilk kez bir yapay zeka robotuna 'cumhurbaşkanına hakaret', 'Atatürk aleyhine işlenen suçlar' ve 'dini değerleri alenen aşağılama' kapsamında soruşturma açıldı. Bunu da gördük resmen!
Haberin Devamı
Yapay zekayla ilgili ikinci bombaya gelelim... Spotify'da 900 bin dinleyiciye ulaşan rock grubu Velvet Sundown yapay zeka ürünü çıktı! Yani duyduğumuz seslerin ve melodilerin hiçbirinde bir müzisyenin emeği yok. Kapak görsellerinde gördüğümüz yüzler aslında yok! Büyük ilgi gören grubun şarkıları viral olunca gerçek açıklandı: "Velvet Sundown, yapay zekanın desteğiyle bestelenen, seslendirilen ve görselleştirilen sentetik bir müzik projesidir. Bu bir numara değil, bir aynadır." Soralım madem; bu ne kadar adil Gerçekten çalan, söyleyen, beste yapan sanatçıların hakkı ne olacak Bakın giderek tuhaf bir yere doğru gidiyor bu yapay zeka olayı. Gerçekten, işler çığrından çıkmadan Birleşik Arap Emirlikleri de iyice bi' düşünsün derim. Alırlar başlarına belayı, benden söylemesi.
Haberin DevamıBütün listeler aşure gibi!
Yukarıdaki satırlarda Spotify'dan söz etmişken... Geçtiğimiz günlerde Rekabet Kurumu, Spotify hakkında önemli bir soruşturma başlattı biliyorsunuz. Platformun bazı sanatçılara ayrıcalıklı görünürlük sağladığı, adaletsiz bir telif dağılımı yapıldığı şeklinde ciddi iddialar var. 'Gerekirse Türkiye'den çıkarız' gibi salvolardan sonra, inceleme için yetkililerle işbirliği yapmayı seçti kurum. Yeri geldi madem, hadi şunu da tartışalım.... Bu ülkede neden her şeyin çivisi çıkmış durumda Bakın, geçtiğimiz aylarda bir şarkıcının iç döküşü şöyleydi sosyal medyada: "Sevgili Spotify, artık bizi de sevecek misin yoksa bu aşktan ümidi keselim mi Pop listende rap, rap listende arabesk... Yeni çıkanlara baktık, yeni çıkmamışlar! Yeni bir şeyler yapıyoruz ama yok sayıyorsunuz. Sanatçı olarak muhatap arıyoruz ama karşımızda kimse yok." Sadece sanatçılar değil, dinleyen için de durum aynı. Hangi pop listesini açsam arabesk ve rap ağırlıklı. Dinlemediğimden değil, her şey çorba yahu. Kitap listeleri de farklı değil elbette. Geçen aylarda kitap çıkaran yakın arkadaşımın serzenişi tam da şöyleydi: "Meşhur bir kitapçıdan ümidi kesmemin nedeni 'Çok Satanlar Top 10' listesindeki 4 kitabın boyama kitabı olmasıydı. Ülkemizde her şey aşure, her şey çorba. Yarışayım desen kiminle yarışacaksın Nitekim boyama kitaplarıyla yarışamamıştık o sene. Bir kişi de 'çok satanlar listesinde boyama kitabı neden var' diye sormadı. Sonra zaten yazmaya ara verdim... Sonra da 'çok satan' rafları 'Allah De Gerisini Bırak' tipi Allah kitaplarıyla doldu. Bu esnada kitaplarını 15 biner tane satın alıp liste başından inmeyenler de oldu..." Her şey mi yalan dolan olur ya Kendi adıma söyleyeyim, listelenen hiçbir şeyi ciddiye almıyorum. Alamıyorum maalesef. İstediğimi seviyorum, dinliyorum, okuyorum; bu da bana yeter.