Tiyatro patlaması var

Resmen bir tiyatro patlaması yaşanıyor güzide ülkemizde. Bağımsız tiyatrolar, klasik ve yeni nesil oyunlar, yerli ve milli stand up'lar derken sahnelerde müthiş coşku var. Hiç şikayetçi değilim, şahane bir zenginlik ama her birine yetişmek mümkün olmuyor, o derece bir oyun enflasyonu. Allah başka dert keder vermesin tabii. Geçenlerde bir masada bu konu açıldı... Herkes bu tiyatro bolluğunu saatler süren dizilere bağladı. 'Aynı şeyleri görmekten sıkıldık yahu' diyenler de oldu. Doğrudur; insanlar başka mevzular, canlı kanlı bir şeyler izlemek, birlikte gülmek de istiyor. Tiyatroya gitmek, aynı zamanda sosyalleşmek de demek. Ayrıca hayranı olduğu ünlüyü canlı canlı tiyatro sahnesinde izlemesi başka bir doyum. Öte yandan seyirci ilgisi arttıkça, dizi oyuncularının arka arkaya tiyatro sahnelerine çıkışı da arttı farkındaysanız. Arz talep meselesi. Bir de sahnede daha özgür olabilmek, RTÜK kaygısının olmaması da sebepler arasında. Peki tiyatro oyunları çok mu ucuz da bu kadar ilgi görüyor, her oyunda salonlar dolup taşıyor Aslına bakarsanız ünlü isimlerin yer aldığı oyunlar epey pahalı. Hoş neyin pahalı, neyin ucuz olduğunu anlamakta zorlandığımız şu dönemde tiyatroya ucuz ya da pahalı demek de kişiye göre değişir. Yeni nesil stand up'ların fiyatları 200-300 TL'den başlıyor mesela. Stand up'ın babaları Cem Yılmaz ve Ata Demirer gibi isimlerin bilet fiyatı 1000-1.500 TL civarı. Yere göre de yükseliyor. Özel sahnelerde oynanan oyunların kimi pahalı çünkü prodüksiyonu, oyuncu seçimi, kadrosu da ona göre. Ama en az birkaç oyuna gidenler bilir ki; salonlar hep tıklım tıklım. Hatta popüler oyunlara yer bulmak mümkün bile olmuyor. Bu ilgi de her sezon sayısız oyunun sahnelenmesine, sayının daha da artmasına sebep oluyor. Yani bize, seyirciye yarıyor.