Sorun bana... Manifest grubunun malum konserdeki dansını ve giysilerini beğendim mi Hayır! Hiç bana göre değil. Zira, teşhircilik ile özgürlük arasında çok ince bir çizgi olduğuna inanırım ve burada o aşılmıştı. Peki, grup üyeleri hakkında 'hayasızca hareketlerde bulunmak' ve 'teşhircilik' iddiasıyla soruşturma açılmasını destekliyor muyum Asla! Çünkü bu onların tercihidir ve +18 yaş sınırlı bir konser vermişler. Dünyada pek çok ismin sahnede yaptığını yapmışlar. Yani bana ne! İzleyen izler, izlemeyen oralı olmaz. 'Ama ahlakımızı bozuyorlar', yok efendim 'önce kadınlar bunlara savaş açmalı', 'çocuklara kötü örnek oluyorlar' ve tonlarca laf edenlere gelirsek... Birinci nokta şu; çocuğunuza iyiyi/doğruyu siz öğreteceksiniz. Sadece başkasına yasaklar koyarak, senin gibi olmayanı yasaklayarak bunu yapamazsın. İkinci söyleyeceğim de şu; Ülkede tetikçiler adam vurmak için sosyal medyada alenen pazarlık yaparken, katiller tecavüzcüler ortalıkta cirit atarken, pahalılık almış başını gitmişken, okul ücretleri arşa çıkmışken, sahte diplomalılar bütün koltukları doldurmuşken sizin tek derdiniz birkaç genç kızın kıyafeti midir ya Bebekleri öldüren yenidoğan çetesi serbest kaldı mesela, hiç dert etmediniz! Daha beterini söyleyeyim... Bu ülkede 16 yaşındaki çocuk iki polis şehit etti ama bu kızların kıyafeti kadar konuşulmadı. Şimdi bu normal mi Ülkede hiçbir şeyin konuşulmaması ve sadece kadınların giysileri ve davranışları söz konusu olunca 'adaletin tecelli etmesi' hiç manidar gelmiyor mu Evrim Alasya'nın dediği gibi "Manifest'in toplumun ahlakını bozmasından hangi ara endişelendiniz"
Haberin DevamıTürk-Japon dostluğu şerefine Kapadokya'da büyülü bir gece
Kapadokya denilince akan sular duruyor bende... Uzaylıların yaptığına kesin gözüyle baktığım, inanılmaz bir coğrafya bana göre; her gittiğimde büyüleniyorum. O yüzden bir sebeple gitmek gerektiğinde mutlaka gidiyorum. İşte geçen hafta sonu, yine bir sebep çıktı ve Kapadokya'da buldum kendimi. Hem de asla kaçırılmayacak bir sebep vardı bu kez! Fazıl Say, sanat hayatı boyunca ilk kez Kapadokya'da konser verecekti... Japon sanatçı Nakamura Hayato da danslarıyla sahnede ona eşlik edecekti. Elbette kaçırmadım, basından epey kalabalık bir kadroyla Kapadokya'ya gittik ve bu etkileyici sahneyi izleme şansına eriştik. Bu müthiş buluşma Türk-Japon dostluğunun 101 yılı şerefine planlanmıştı. Bilen bilir, Kapadokya'nın Japon turistler için ayrı bir önemi vardır, yılın her mevsimi Kapadokya Japon turistlerle doludur. İşte bunun mimarı da 1990'lı yılların başından itibaren Japon turist kafilelerini Türkiye'ye getiren, Japonya'da Kapadokya'nın tanıtımına öncülük eden Dorak Holding. Japon misafirlerin kültürel hassasiyetlerine uygun tur programları, hava balonculuğu ve özgün deneyimler tasarlayarak bölgeyi dünya çapında bilinir bir destinasyona dönüştüren holding, bu kez sanat aracılığıyla iki ülkeyi yeniden buluşturdu. Dorak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Serdar Körükçü, konserin anlamına ilişkin şunları söyledi: "Memleketimiz olmasından dolayı Kapadokya bizim sadece yatırım yaptığımız değil, anlam yüklediğimiz bir coğrafya. Japonya ise, doğa ve kültüre duyduğu saygıyla Kapadokya'yla yıllardır özel bir bağ kurdu. İki ülke arasındaki yüz yılı aşkın bu bağı müzik ve sahne sanatıyla görünür kılmak bizim için büyük bir gurur..."
Haberin Devamı Haberin DevamıTam bir kültür diplomasisi!
"Büyülü bir mekanda, peri bacaları ve dolunayın huzurunda iki kültürün birleştiği çok enteresan bir geceye şahit oluyorsunuz" diyerek piyanosunun başına oturdu Fazıl Say... Gece tam da söylediği gibiydi. 30 yıl içinde Japonya'da 250'den fazla konser verdiğini, bütün şehirlere gittiğini söyleyen Say, ilk kez Kapadokya'da konser verdiğinin de altını çizdi. 'Ses' adlı eseriyle açtı geceyi Say; ardından kızına ithaf ettiği bestesi 'Kumru'yu çaldı. 'Kara Toprak' ve 'Kaz Dağları' eserlerini de çaldıktan sonra sahneye Japon sanatçılar çıktı. Fazıl Say çalmaya devam ederken, Japon sanatçı Nakamura Hayatı, Kabuki gösterisi için makyaja başladı... Sahneye bir makyaj masası getirildi ve geleneksel Japon makyajının nasıl yapıldığını adım adım izledik. Fazıl Say başta konsantrasyonu bozulur diye tereddüt etmiş ama etkileyici anlar yaşamamıza vesile oldu. İyi ki ikna olmuş. Sonra Nakamura Hayato, ekibinin yardımıyla üst üste sayısız kostüm giyerek Japonya'nın kutsal hayvanı olan bir aslana dönüştü ve dansını sergilemeye başladı. Japon misafirlerin de izlediği bu özel anlar, hayatta bir kez denk geleceğiniz türdendi. Bu özel etkinlik, yalnızca iki büyük sanatçıyı değil, aynı zamanda iki köklü kültürü Kapadokya'nın büyülü atmosferinde bir araya getirdi ve kültür diplomasisinin en zarif örneklerinden biri oldu.