Türk dizileri Türkiye sınırlarını aştı malum; 170'ten fazla ülke Türk dizisi izliyor. Dijital platformları da işin içine katarsak, sayı 200'e ulaşıyor. Orta Doğu ve Latin Amerika ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanında Türk dizilerinin sıkı takipçileri var.
Aynı zamanda Türk oyuncularının da tabii. İşte bu gücü Türkiye'nin tanıtımı için kullanmak isteyen Kültür ve Turizm Bakanlığı; Türkiye'nin global tanıtım kanalı goturkiye'de yayınlanmak üzere mini diziler çektirdi. Onlardan ilki 'İstanbul My Love-İstanbul Aşkım' oldu. Bu, her biri 3 dakika süren 10 bölümlük diziyi ancak izleyebildim. Başrollerde Afra Saraçoğlu, Engin Akyürek ve şahane bir İstanbul var. İstanbul'un ruhunu sinematografik bir dille anlatan dizide; Çırağan Sarayı, Rixos Tersane, Galataport, AKM, Taksim, Karaköy, Boğaz ve Beyoğlu gibi şehrin ikonik noktaları gösteriliyor. Elbette bir aşk hikayesi eşliğinde. Aşk olmazsa, tadı da olmazdı zaten! Geliştirdiği algoritmalar sayesinde gerçek aşkın bulunacağını iddia eden bir yapay zeka şirketinin sahibi; ortağı olmasını istediği işadamına, doğru kadını bulmayı vaad ediyor. Eğer 3 randevuda bu kişiyi bulursa, imzayı kapacak. Tahmin edersiniz ki, bu randevular İstanbul'un en şahane mekanlarında gerçekleşiyor ve müthiş bir İstanbul izletiliyor seyirciye. Dizi; Go Türkiye'nin YouTube kanalında 8.2 milyon görüntülemeye ulaştı. TikTok platformunda paylaşılan her bölümü, 14-15 milyon arası izlenme rakamına ulaşıyor. Bunun devamında 'Antalya Gambit' isimli dizi yayına sokuldu; o da Antalya tanıtımı için çekildi. Başrollerde Meryem Uzerli ve Kaan Urgancıoğlu var. Bu dizinin hedefi de Rusya. Sırada Karadeniz, Kapadokya gibi bölgeleri tanıtan diziler var. Türkiye'nin en ünlü oyuncularının yurt dışına taşan şöhretlerini de kullanarak, İstanbul'u daha çok tanıtmak, İstanbul'u cazibe merkezi haline getirmek çok mantıklı. Umalım ki bu çabalardan güzel sonuçlar çıksın. Ama unutmayalım ki; bu denklemdeki pahalılık, trafik, kazıklanma hissi, medeniyetsizlik gibi pek çok olgunun da düzeltilmesi gerekiyor. O dizilerdeki gibi toz pembe ve ışıltılı değiliz çoğu zaman.
Haberin Devamı Haberin DevamıEmily'nin tayinini çıkaramadık!
Orta Doğu'dan Latin Amerika'ya uzanan geniş bir coğrafyada dizilerimiz izleniyor o ayrı... Ama keşke bir yabancı dizi de Türkiye'de çekilebilseydi! İşte o zaman müthiş bir tanıtım olmaz mıydı 'Emily in Paris' gibi bir hikayeden bahsediyorum. Paris'in tanıtımını öyle şahane yaptı ki bu dizi; herkes Paris'i ve diziyi konuşuyordu bir ara. Hatta 'Emily in İstanbul fena olmazdı sanki!' başlıklı bir yazı yazmıştım o günlerde... Ne demiştim o yazıda, hatırlatayım:
* * *
"Emily in Paris'... Şu ara herkes bu diziyi konuşuyor. Özetle; Amerikalı Emily'yi şirketi Paris'e yolluyor ama Fransa'ya ve Fransızca'ya dair hiçbir şey bilmeyen Emily, orada şamar oğlanına dönüyor. Yine de hep mutlu, hep yaratıcı, hep pozitif. "Dizide numara yok, ben Paris'i izledim" diyen de çok bu arada. Dizi tam da bu! Resmen bir Paris güzellemesi. Paris'in en ünlü kafelerini, kruvasanlarını, o şahane binalarını, özetle Fransa'nın tüm romantizmini gözümüze sokuyor. Hatta Fransızlar'ın Fransız olmayanları aşağılamaları, Fransızca bilmeyenlere düşmanlık eden garsonları bile dizide. Neyse, demem o ki; Emily İstanbul'a da gelse keşke! Tayini çıksa mesela!! En son Ferzan Özpetek şahane İstanbul manzaraları eşliğinde 'İstanbul Kırmızısı'nı çekmişti ama ben şunu diyorum: Bu kez bir dizi yapılsa, bir yabancının gözünden izlesek İstanbul'u... Mesela Emily gibi Amerikalı bir karakter gelip İstanbul'a yerleşse, dilimizi bilmese, o maceradan maceraya savrulurken, (çok matrak hikayeler de çıkar) insanlar da İstanbul'un en şık/ en havalı yerlerini izlese Bu dizi de dijital bir platformda yayınlansa ve dünya izlese Kültür Bakanlığı bu işe sıcak bakmaz mı"