Emek, gurur ve başarı dolu Ayvalık Müzik Akademisi

Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi yani AIMA... 1998'de Türk piyanist, müzikbilimci, yazar ve akademisyen Prof. Filiz Ali'nin hayaliyle başlıyor hikaye ve sadece 20 öğrenciyle. Sonrasında yüzlerce genç sanatçının yolunu açan uluslararası bir kurum halini alıyor. AIMA yalnızca bir müzik akademisi değil, aynı zamanda gençlerin kendilerini ifade edebildikleri ve hayallerini gerçeğe dönüştürdükleri bir toplumsal dönüşüm projesi. Destekçileri AIMA'yı böyle tanımlıyor. Ümit Boyner de o destekçilerden biri ve en önemlisi. Boyner Grup olarak bu oluşumun arkasındalar. Oluşumun ilk adımları da Ayvalık Cunda'daki evlerinin bahçesinde atılıyor zaten. O günlerden bugüne gelirsek... AIMA, 27 sene içinde yetiştirdiği öğrencileriyle birlikte hem Türkiye'yi tanıttı hem de kendini geliştirdi. En güzeli de Ayvalık için güzel bir marka oldu. İşte geçtiğimiz günlerde Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi'nden yetişen iki sanatçının konserini dinlemek üzere Cunda'daydık. Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner'in ev sahipliğinde; çellist Dilbağ Tokay ve piyanist Emine Serdaroğlu'nun konserini izledik. Ümit Boyner'in yüzündeki gurur ve gençlerin o muhteşem heyecanı, bunca kasvetli bir memleket gündeminde hepimize iyi geldi, içimizi ısıttı. Emek, gurur ve başarı dolu bir hikaye çünkü bu. Ve emeği geçenleri tebrik etmek de bizim görevimiz.

Haberin Devamı

'Kadınlar ve eğitim önceliğimiz'

Ümit Boyner, konser öncesinde AIMA'nın temellerinin atıldığı, Cunda'daki şahane Boyner Evi'nde ağırladı bizi. Şahane zeytin ağaçları ve eşsiz bir deniz arasında, vaha gibi bir yer. Bir taraftan tüm misafirperverliğiyle kekler, börekler ikram ederken, bir taraftan da hem AIMA'yı hem de kurumsal olarak destekledikleri ve önemsedikleri değerleri konuştuk. "Artık şirketlerin değerleri ve başarıları, kazandıkları parayla, yıl sonundaki ciro artışıyla sınırlı değil. Yeni dönemde şirketler, sadece para kazanmakla da mükellef değil. Bir şirket hem çalışanlarına, hem müşterilerine, hem de yaşadıkları çevreye ve ülkeye sorumlulukla çalışmak zorunda" diyen Boyner; grup olarak toplumdan çevreye, eğitimden kadınlara sayısız sosyal sorumluluk projesine odaklandıklarını anlattı. En çok da kadınların toplumsal eşitlik mücadelesine odaklandıklarının altını çizdi ve Türkiye'de kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 35,5 seviyesinde olduğunu, dünya ortalamasının ise yüzde 46,4 olduğunu vurguladı. Üniversite mezunu kadınların yüzde 36,6'sının iş bulamadığını ya da iş hayatında kalamadığını dile getirdi. Kadına yönelik şiddet konusuna da değinen Boyner, 2025'in ilk altı ayında Ev İçi Şiddet Acil Yardım Hattı'na 1.736 çağrı yapıldığını, bu çağrıların yüzde 94,3'ünün kadınlardan geldiğini paylaştı. Açıklanan verilere göre şiddetin en yaygın türünün yüzde 37,78 ile psikolojik, ikinci sırada ise yüzde 36,20 ile fiziksel şiddet olduğunu aktardı. Bu tabloya karşı İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmesi, cezasızlığın ortadan kaldırılması, karar alma mekanizmalarında kadınların eşit temsili ve kız çocuklarının eğitim fırsatlarının artırılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca erkeklerin eşitlik mücadelesinde aktif bir rol üstlenmesinin kritik olduğunu belirtti.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Tetikçi arayanlara dev hizmet!

İşte Türkiye'nin korkunç gerçeği... Artık internet sitesinden mutfak alışverişi yapar gibi tetikçi ve kiralık katil tutabiliyorsun! Öyle bir rahatlık, öyle bir genişlik. İnternet sitelerinde başlayan bu 'dev hizmet' müşteriye kolaylık olsun diye WhatsApp gruplarına da taşınmış. Korku yok, çekinme yok. Yasa dışı silah, tetikçi ve kiralık katil ilanları elden ele dolaşıyor. Yaralama 250 bin TL, öldürme 4 milyon TL. Taksit seçeneği bile var. Şaka gibi ama değil! Ortalığın ayağa kalkması lazım ama hiçbir şey olmuyor. Bizim içtiğimiz sulara bir şey katıyorlar herhalde, öyle bir umursamazlık ve tepkisizlik. Normal mi bu Bu nasıl bir karanlık farkında mısınız Eğitimsizlik, işsizlik, cezasızlık, hiçbir gelecek hayali olmayan gençlik, bıkmışlık, kolay para kazanmanın yolunu arayanların gözü dönmüşlüğü... Ne ararsan var çünkü umut yok artık! Şiddet neden artıyor diye soran olursa budur sanırım cevabı.