Filenin Sultanları dünya ikincisi olurken... Bir taraftan da A Milli Basketbol Takımı'mızın Avrupa Şampiyonası için verdiği mücadeleyi izledik geçen hafta boyunca. Bütün ülke kadın voleyboluna odaklanmışken, 12 Dev Adam da atağa kalktı resmen. Onlardan da müjdeli haberler almak için gözümüz kulağımız maçlardaydı. Malum, ülkede sevinecek çok da bir şey bulamadığımız için, sporcularımıza odaklandık kelimenin tam anlamıyla. Kendimi yarı final maçında buldum aniden. Çarşamba günü "Vizen var mı" diye gelen bir telefonla başladı her şey. A Milli Erkek Basketbol Takımı'nın resmi sponsoru Hepsiburada, takımın Polonya'yı eleyip yarı finale yükselmesiyle hızlı bir operasyon başlatmıştı. Yarı final maçını Letonya'nın başkenti Riga'da, yerinde izleyecektik bir grup gazeteci olarak. Şanslıydım, vizem vardı, bütün işlerimi anında öteledim ve maça gitmek üzere yola çıktım. Perşembe akşamı da tam olay yerindeydik, yani takımın kaldığı otelde kaldık. Dolayısıyla heyecanımız daha da arttı. Maç sabahı takımın yıldızlarından Alperen Şengün'le lobide karşılaşmak, fotoğraf çektirmek de işin bonusu oldu. Takım için sunulan imkanlardan da yararlandık bol bol; Türk kahvesi, semaverde demlenen Türk çayı içmek mümkündü Letonya'da! Soğuk ve yağışlı Riga'da şahane parklar gezerken de tek gündemimiz akşam (Cuma akşamı) Yunanistan'la oynayacağımız maçtı. Rakip taraftarların 3 uçakla akın akın geldiği haberlerini aldıkça gerildik. Sonuçta tribünleri de inletmek istiyorduk. Sokaklarda kırmızı beyazlı taraftarlar gördükçe moralimiz düzeldi. Açıkçası maçın sonucuna dair hiçbir şey konuşmadık, Xiaomi Arena'ya gidip yerlerimize yerleşene kadar da tahminde bulunamadık. Çünkü iki takım da iddialıydı. Ancak bizimkiler o kadar müthiş oynadı, farkı en baştan o kadar açtı ki, heyecanlanamadık bile! İlk setten sonuç belliydi. Takım canavar gibiydi. Cedi Osman, Alperen, Osmani resmen yıldızlaştı. Her sayıdan sonra bile hırslarını yüzlerinden okumak mümkündü. Yunanistan'da maçı naklen yayınlayan TV yorumcuları bile bizimkilere hayran kalmış. Ertesi gün Yunan basınındaki "Alperen'den korkuyorduk ama Osmani'den çektik" şeklindeki yorumları okudukça daha da mutlu olduk, gururlandık. Sonuçta 24 yıl sonra gelen bir final söz konusu. 12 Dev Adam, Yunanistan'ı 94-68 yenerek adını finale yazdırdı. Bu akşam Almanya ile final maçımız var ve saat 21.00'de yapılacak maçta şampiyon belli olacak. Umarım kazanan biz oluruz, zira bu takım bunu hak ediyor. Çok iyi oynuyor.
Haberin Devamı Haberin DevamıTAŞKINLIĞA GEÇİT YOK!
En güzeli de, ezeli rakiplerin birbirini asla rahatsız etmemesiydi. Maçtan önce Mustafa Sandal ve Natalia'nın birlikte söylediği 'Aşka Yürek Gerek' şarkısı eşliğinde yapılan resmi paylaşımlar, stadda da aynı şekilde, dostlukla sürdü. 'Baklava da bizim, final de bizim' paylaşımları yüzleri güldürdü sadece. Herkes rakiplerinin coşkusunu çekip paylaştı, birlikte bayrak salladı. Büyük skor farkına rağmen hiçbir taşkınlık olmadı, tezahüratlarda da aşırıya kaçılmadı. İşte güzel olan da bu sportif ruhtu!
'ERİK DALI' İLE OTELE GİRİŞ...
Haberin DevamıTakımın kaldığı otelde kalmanın bir avantajı da otele dönen takımı, onların eşleri, çocukları ve akrabalarıyla birlikte karşılamaktı. Gece yarısı otelin önünde otobüsten inen takım üyeleri önce kapıda 'Erik Dalı' eşliğinde göbek attı, Alperen'in hakkını yemeyelim, en çok oynayan oydu. Ardından '12 Dev Adam' marşı ve tezahüratlar eşliğinde içeriye giriş yaptılar. Önce anne babalara, eşlere sarıldılar sonra isteyenlerle bol bol fotoğraf çektirdiler. Eğlenmeyi en çok onlar hak etti çünkü hepsi birer kahraman. Onlarla gurur duyuyoruz.