'İncel' ne demek bütün Türkiye geçtiğimiz yıl öğrendi. Fatih semtindeki surlarda işlenen korkunç bir cinayetin ardından hem de. 19 yaşındaki Semih Çelik, önce kız arkadaşı Ayşenur Halil'i boğazını keserek öldürdü, ardından surlara çağırdığı İkbal Uzuner'i parçalara ayırarak canına kıydı. Ardından kendisini surlardan atarak intihar etti. Semih Çelik'in telefonunda yapılan incelemede, 'incel' diye bilinen bir grupla iletişim kurduğu tespit edildi. İngilizce'deki 'involuntary celibate' ifadesinin kısaltması olan bu tanım, 'zorunlu bekarlık' ya da 'istemsiz bekarlık' anlamına geliyor. Yani bu gençler kendilerini çirkin, yoksul ya da sevilmeyen kişiler olarak görüyorlar. Bu yüzden kadınların onları beğenmediğine, romantik ilişkilerden mahrum kaldıklarına inanıyorlar. Dolayısıyla kadınlara ve topluma karşı düşmanlık besliyorlar. Sonu, cinayete varan bir öfke. Nereden geldi aklına 'incel'ler derseniz... 'Adolescence' adında bir dizi izledim. Yani 'Ergenlik'. Üç kelimeyle müthiş, müthiş, müthiş! Her anne baba, işini gücünü bırakıp mutlaka izlemeli. Sadece 'incel' bir gencin davranışları ve yaptıkları değil; bunun sebep ve sonuçlarını, aileye etkilerini de kapsamlı şekilde anlatıyor. Üstelik 4 bölümlük dizinin her bir bölümü 'plan sekans'la çekilmiş. Yani kamera çalıştırılmış ve hiç durmadan bölüm tamamlanmış. Başrol oyuncusu Stephen Graham aynı zamanda dizinin yazarı. Erkek çocuklar tarafından işlenen iki cinayet sonrası, olaylara ışık tutmak için bu hikayeyi yazmaya karar vermiş. 13 yaşındaki 'Jamie Miller' karakterine ise Owen Cooper hayat veriyor. İkisi de müthiş iş çıkarmış, hayran kaldım ve soluksuz izledim resmen.
Haberin Devamı13 yaşında bir çocuk NEDEN ÖLDÜRÜR
'Adolescence'ta hikaye, İngiltere'de, sabahın köründe bir baskınla başlıyor. Bir evin kapısı kırılıyor ve 13 yaşındaki Jamie cinayet zanlısı olarak evinden alınıp karakola götürülüyor. Okuldan tanıdığı, akranı bir kızı öldürmekle suçlanıyor. 'Olamaz' diyorsun; masum suratlı, dünya güzeli bir çocuk çünkü! Önce inkar ediyor ama bütün deliller onu gösteriyor. (Spoiler (ipucu) içeren bu yazı için bana kızmayın çünkü sonuç değil, hikayenin perde arkası önemli bana kalırsa.) Dört bölümlük dizinin her bölümünde ayrı bir sorgulama izliyoruz. İlk bölümde Jamie, ikinci bölümde okul ve öğrenciler sorgulanıyor. Üçüncü bölümde bir kadın psikoloğun Jamie'yle konuşmaları var; onun bu cinayetteki motivasyonunu anlamak istiyor. Babasıyla ilişkisi, kadınlarla ilgili düşünceleri, cinselliğe dair fikirleri, neden sosyal medya kullandığına dair pek çok soru soruyor. 13 yaşındaki çocuğun beğenilmediğini ve o yakışıklı suratına rağmen çirkin olduğunu düşünmesi, ölen kız tarafından zorbalandığını itiraf etmesi, kızı suçlaması, kadın psikoloğa öfkesi derken... Her şey bir bir anlaşılıyor. Ne görüyoruz izlerken biliyor musunuz; çoğu gencin 'ergenlik' olarak gördüğümüz hal ve hareketleri geçiştirilecek bir durum değil aslında. Daha derin, daha psikolojik ve çok daha ciddi anlamları olabilir. Polisler okuldaki öğrencileri sorgularken görüyoruz zaten; gençler birbirlerine nasıl zorbalık yapıyor, kızlar erkekleri nasıl aşağılıyor... Ve sosyal medyada bizim anlamadığımız bambaşka bir dil kullanarak yapıyor bunu Z kuşağı. Peki kaç anne baba bundan haberdar Kaç anne baba çocuğuyla gerçekten ilgileniyor Aslında suçlu kim Bu olanlar önlenebilir mi Suçlu da, suça sebep olanlar da var yani bu hikayede. Z kuşağının davranışsal anomalileri, toksik erkeklik hallerinin nasıl başladığı, kuşak çatışması, sosyal medyadaki tehlikeler, ebeveyn ilgisizliği, hepsi buna dahil. Son bölümde ise anne babanın kendini sorgulamasına şahit oluyoruz. Yatağın kenarına oturup 'Bunu biz mi yarattık' diye birbirlerine sormaları, 'Daha fazlasını yapabilir miydik' diyerek ağlamaları mahvediyor. 'Adolescence' uzmanlara göre de kusursuz bir film. Mutlaka izleyin.