Önceki gün uçsuz bucaksız bozkırın ortasında; bir kazı alanındaydım... Eskişehir'in Seyitgazi ilçesindeki Küllüoba Höyüğü'ndeydim. Yaklaşık 30 yıldır burada devam eden kazılarda, insanlık tarihine dair pek çok önemli veri elde ediliyor.
M.Ö 3200-1900 yıllarındaki yerleşik hayata dair izler gün ışığına çıkarılıyor. En son da, geçtiğimiz mayıs ayında 5 bin yıl öncesine ait mayalanmış, pişirilmiş, sonra da yakılmış ekmek kalıntıları bulundu. Ekmeğin yakılmış olması da bugüne kadar kalmasının nedenlerinden biri olarak gösterilmişti. İşte biz de bu kazıları yakından görmek için olay yerindeydik. 10 yıldır bu kazının başkanlığını yürüten Prof. Dr. Murat Türkteki ekmeğin kendileri için heyecan verici bir veri olduğunu söyledi çünkü ekmek arkeolojik kazılarda çok nadir bulunurmuş. "Ekmeğin bulunmasından çok; söyledikleri, anlattıkları, hikayesi bizim açımızdan çok değerli" diyen Türkteki, bu önemli hikayeyi bize de anlattı: "Kazı çalışmalarının son döneminde gömülmüş bazı yapılarla karşılaştık. Bunlardan birinin içerisinde, bir arka odanın eşik kısmında, bir ekmek bulduk. Karbonize olmuş vaziyette ve olduğu gibi korunmuştu. Akademisyenlerin yaptığı analizlerde ekmeğin içerisindeki türleri saptamaya çalıştık. İçinde 'gernik' buğdayı ve bugün 'kavılca' adıyla bilinen bir alt tür vardı. Bir miktar da mercimek. Pişmeyle ilgili de verilerimiz var; 150 santigrat derece civarında bir ısıda piştiğini daha sonra da yakıldığını anladık. Zaten yakılmamış olsaydı bize ulaşması da mümkün olmayacaktı..."
Haberin DevamıESKİŞEHİR'DE YOK SATIYOR!
12 bin yıl önce ilk tarımın yapıldığı, ilk ekmeğin bulunduğu Göbeklitepe'den sonra başka bir ekmek daha gün yüzüne çıkmış oldu anlayacağınız. Hem de mayalanmış bir ekmek! Prof. Dr. Murat Türkteki, ekmeğin hazırlandıktan sonra bir parçasının koparılmış olduğunu dile getirerek, "Ritüel amaçlı bir törenin parçası ya da adak olabilir. Bu parça kopartıldıktan sonra yapının eşik kısmına yakın bir kesime, tabana gömülmüş. Ekmeği bu şekilde bulmuş olduk" dedi. Bu ekmeğin B grubu vitaminler açısından da oldukça zengin olduğunu belirten Türkteki, şöyle devam etti: "Besin değeri yüksek, antioksidan özellikleri olan bir ekmekti bu. Bir de 'dirençli nişasta' diye bilinen, daha çok kan şekerinin hızlı yükselmesini önleyen bir madde söz konusu. Yani gluten oranı düşük. Bu açıdan baktığımızda sağlıklı buğday türleriyle ilgili aslında ne yapmamız gerektiğini, nereye bakmamız gerektiğini de bize gösteriyor." Geleceğe bir mektup, bir uyarı olmalıydı ve ne mutlu ki uyarı alındı! Eskişehir Halk Ekmek, bir süredir bu özel buğdayların karışımıyla 'Küllüoba Ekmeği' üretmeye başladı. Günde sadece 400-500 adet çıkıyor çünkü elde yapılıyor. Özellikle sordum; çok büyük bir ilgi var ekmeğe, öğleden sonra bulmak imkansız. Ekmeğin insanlık tarihinin en eski ve en temel besin kaynaklarından biri olduğunu kanıtlayan bu eşsiz keşif, 'Küllüoba Ekmeği'ne de ilham kaynağı olmuş durumda. Bravo bu vizyoner bakışa.
Haberin DevamıİŞİN UZMANI MİRASA SAHİP ÇIKTI
'Küllüoba Ekmeği'; işi ekmek olan bir başka markaya daha ilham veriyor tabii.. Dünyadaki her üç ekmekten birinin üretiminde katkısı olan ve 170 yıldır maya endüstrisinde global bir marka olan Fransız Lesaffre, Küllüoba kazılarına sponsor oluyor. Lesaffre Türkiye Genel Müdürü Ünsal Yamaner, gazetede bu kazılara ve ekmeğin bulunuşuna dair haberlere denk gelince, projeye destek olmaya karar veriyor. İşte anlattıkları: "Ekmek yapımı ve fermantasyon, insanlık tarihinin en eski kültürel miraslarından biri. Küllüoba Höyüğü'ndeki kazılarda ortaya çıkan ilk mayalanmış, şekil verilmiş ve pişirilmiş ekmek kalıntılarının; insanlığın beslenme yolculuğuna dair yeni bilgiler sağladığına inanıyorum. Kültürel mirasımızı korumak, sadece geçmişe saygı duymak değil, aynı zamanda geleceğin inovasyonları için bir ilham kaynağı." Gerçekten geleceğin beslenmesinde ve sürdürülebilirlik açısından dikkate alınması gereken bulgular bunlar. Bu arada Lesaffre Türkiye, bölgenin zengin tarihsel geçmişini yaşatmak amacıyla yaklaşık 5 bin yıl önce bölgede yetiştiği bilinen buğday çeşitlerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımına yönelik çalışmalar planlıyor. Küllüoba kazılarına sağladığı finansal desteğin yanı sıra, kazı alanında güvenli yürüyüş yolları, ziyaretçiler için karşılama ve dinlenme alanları gibi düzenlemelerle ziyaretçi deneyimini de iyileştirmeyi hedefliyor. Eskişehir'e yolunuz düşerse, kazı alanını gezmenizi, bu müthiş hikayeyi dinlemenizi ve Küllüoba ekmeğini tatmanızı öneririm.