Müzik endüstrisi, kolay erişimin konforuna fazla mı alıştı MIDiA Research'ün yeni raporu, bu soruyu yüksek sesle sorduruyor. "Müzik Streaming'in Geleceği: Değiş ya da Değiştirileceksin" başlıklı araştırma, müzik dünyasının yüzeyde ne kadar parlak göründüğünü ama derinde bir o kadar da yorgun olduğunu anlatıyor.
Streaming ekonomisi bugün olgun bir pazar haline geldi; şirketler sabit gelirlerini alıyor, yatırımcılar müzik haklarına akın ediyor. Her şey yolundaymış gibi ama pek öyle değil.
MIDiA Research'ün bir önceki raporu geçen ay yayınlanmış, "virallik var fandom yok" diyerek özetlemiştim. Bu yeni "Müzik Streaming'in Geleceği: Değiş ya da Değiştirileceksin" raporu da kaldığı yerden devam ediyor aslında.
Raporun altını kalınca çizdiği bir gerçek var: Yeni kuşak müzikle bizim kadar bağ kurmuyor. 16–19 yaş arası dinleyiciler artık sosyal video platformlarında müzik dinlemekle, müzik dinliyor gibi yapıyor. Bu değişim yalnızca tercih değil, bir davranış biçimine dönüşmüş durumda. Hatta bu platformlarda geçirilen süre, müzik dinleme servislerindeki müzik dinleme süresini geçmiş durumda. Artık müzik, bir fon sesi. Tıpkı arka planda çalışan bir klima gibi.
Kullanıcıların yüzde 10'u fiyatlar artmaya devam ederse aboneliklerini iptal etmeye hazır olduklarını söylüyor. Çünkü müzik artık bir ihtiyaçtan çok bir alışkanlık haline geldi.
Bir şarkı geçip diğeri başladığında fark etmeyen bir dinleyici kitlesiyle karşı karşıyayız. Belki de ilk kez, müziği 'duymadan' dinleyen bir çağdayız.
Yine aynı rapora göre bağımsız plak şirketlerinin yüzde 67'si, bu kadar çok müziğin yayınlandığı bir dönemde kariyer inşa etmenin neredeyse imkansızlaştığını düşünüyor. Üstelik 2024 itibarıyla 60 milyon kişi yapay zekâ destekli müzik uygulamaları kullanmaya başlamış. Üretenin kim olduğu bile önemsizleşiyor.
Müzik dinleme platformları, şarkıya erişimi demokratikleştirdi, evet. Ama aynı zamanda duyguyu da eşitledi. Her şey erişilebilir olunca, hiçbir şey özel kalmadı. Müzik aktif konumdan pasif konuma geldi. Artık dinleme bir deneyim değil, bir refleks. CD devrinde yapılan en büyük hata, yeniliğe değil optimizasyona yönelmekti. Şimdi aynı dönemeçteyiz. MIDiA'nın uyarısı net: "Sorunlar belirginleştiğinde, müdahale etmek için çok geç olacak."
Çin'deki platformlar bu konuda ilginç bir model sunuyor. Kullanıcılar müzik dinlemek için etkileşime giriyor; oyunlaştırılmış sistemlerle ödüller kazanıyor, listelere katkıda bulunuyor. Müziği yalnızca dinlemiyorlar; onun bir parçası oluyorlar. Batı'daki müzik dinleme platformları için bu, yeni bir yol haritası olabilir. Çünkü müzik sadece ulaşılabilir değil, aynı zamanda "eğlenceli" olmalı. Bugün müzik endüstrisi, sessiz bir eşikte duruyor. Ya yeniden doğacak ya da sessizce arka planda kaybolacak. Ve belki de asıl sorulması gereken şu: Müziği gerçekten seviyor muyuz hâlâ yoksa sadece fonda duymaya mı alıştık