Stockholm günlükleri
Geçen hafta Spotify'ın davetiyle Stockholm'deydim. Listeler, yönelimler, platformun yeni planları... Gördüklerimi bu köşeye taşımadan olmazdı.
Müzik dinleme alışkanlığımızı kökten değiştiren Spotify, 19 yıldır hayatımızda. Kurucusu ve CEO'su Daniel Ek'in geçen hafta yaptığı açıklamalar, sadece bir şirketin değil, tüm yaratıcı ekosistemin nasıl evrildiğini gösteriyor.
"Her şeyin temelinde uzun vadeli düşünmek vardı" diyor Ek. Dikkat çektiği noktalardan biri şu: "Spotify'ın başarısı, sadece teknolojiyle değil, kültürle de ilgili." Reggaeton gibi yerel türlerin nasıl küresel pop kültürüne dönüştüğünü anlatırken, bu dönüşümde streaming'in etkisinin altını çiziyor. Ek'in ifadesine göre Spotify sadece bir platform değil, kültürel bir motor. Ve bu motorun yakıtı hem dinleyici hem yaratıcıdan gelen talepler. Biz oradayken Avrupa'da ücretli üye sayısı 100 milyon kişiye ulaşmış durumda. Buraya telif dağılımında geri döneceğiz.
SANATÇI NE KADAR KAZANIYOR
Müzik dünyasında en çok tartışılan sorulardan biri bu: "Kim kazanıyor, ne kadar kazanıyor" Ve bu soruya Spotify cephesinden net bir yanıt geldi. Spotify'ın Sanatçı ve Endüstri Ortaklıkları Başkanı Bryan Johnson, Loud Clear raporunu Avrupa perspektifinden paylaştı ve platformun ekonomik şeffaflık iddiasını yeniden gündeme taşıdı.
Bugün Spotify'da en çok dinlenen diller arasında İngilizce dışında İspanyolca, Almanca, Fransızca, İtalyanca, Felemenkçe ve İsveççe var. Hatta, Avrupa'daki sanatçılardan gelen teliflerin yarısından fazlası İngilizce dışındaki dillerle yapılan üretimlerden geliyor. Bu durumun müzikte yıllardır süren "İngilizce yap ki globalde tutulsun" kuralını çürüttüğünü söylemek mümkün.
Spotify'daki kullanıcı listelerinde Avrupa sanatçıları ABD, Meksika ve Brezilya gibi pazarlarda da yüz milyonlarca kez çalma listelerine eklenmiş. Sadece Avrupa'daki sanatçılar, Spotify'dan 1.7 milyar euro gelir elde etti.
Spotify'da Avrupalı sanatçılar 2024 boyunca 28 milyar kez keşfedilmiş. 52 binden fazla Avrupalı sanatçı yıl içinde editoryal listelere eklenmiş. Bu isimlerin parçaları yalnızca Avrupa'da değil; ABD'de 830 milyon kullanıcı listesine, Meksika'da 183 milyona ve Brezilya'da 148 milyona girmiş.
Dil bariyeri, müzikte çoktan kalkmış. Çünkü bu 830 milyon çalma listesinde Avrupa'dan sanatçılar var ve yüzde 57'si İngilizce dışı dillerde söylüyor.
Peki bir şarkı dinlendiğinde ne kadar kazanılıyor Johnson bu konuda da net: Spotify'da sabit bir "dinleme başı ücret" yok. Platform, o ay içinde elde edilen toplam gelirin telif havuzuna aktarılması ve bu havuzun, toplam dinlenme oranına göre oranlanması prensibiyle çalışıyor. Gelir eşitsizliği de burada devreye giriyor. Johnson'a göre, tamamen yapay zekâ ile üretilmiş müziklerin Spotify'daki tüketimi yok denecek kadar az. "AI müzikleri şu anda telif havuzunu etkilemiyor" diyor ve ekliyor: "Şimdilik".
KAPAKTAKİ EN ÇOK DİKKAT ÇEKEN İŞTİR
Sözü alanlardan Spotify'ın Nordic Editorial Lead'i olan Emma Vikström, "kapak savaşı"na ışık tuttu. Benson Boone örneğiyle liste desteğinin nasıl bir başarı ve ekonomi sağladığına değinen Vikström'le daha sonra bir araya gelme fırsatı buldum. Bu örnek, Spotify'ın çalma listeleri üzerinden ne kadar yön verici olduğunu ortaya koyuyor.
Vikström'e doğrudan sordum: "Bu gücün tanımı nedir" Yanıtı şöyle: "Bir anlamda güç bizde. Ama bu sadece çalma listeleriyle ilgili değil. Spotify'ın kullanıcıyla sanatçıyı bir araya getirme gücü var. Bu gücün tek kaynağı playlist'ler değil. Spotify evreni büyüdükçe, sadece listelerle değil, algoritmalar, kullanıcı tercihleri, hatta bazen sosyal medya etkisiyle de şekilleniyor. Bazen biz bir listede değerlendiriyoruz ama dinleyici sevmeyebiliyor. Her ülkede yönelimler farklı olabiliyor. Editoryal ekipler buna beyin fırtınasıyla karar veriyor."