MÜZİĞİN İKİ YÜZÜ: PLATFORM VE PERFORMANS
Spotify'a açılan rekabet soruşturması, dijital müzik platformlarındaki görünürlük ve telif dengesizliğini yeniden gündeme taşırken; Forbes Türkiye'nin açıkladığı "Konser Zenginleri" listesi, fiziksel performansın hâlâ en büyük güç olduğunu hatırlattı. Peki, dijital ve sahne ekonomisinin çarpıştığı bu dönemde müziğin geleceği hangi zeminde şekilleniyor
Geçtiğimiz günlerde Rekabet Kurumu, Spotify hakkında önemli bir soruşturma başlattı. Platformun rakiplerini zorladığı, bazı sanatçılara ayrıcalıklı görünürlük sağladığı ve telif dağılımında adil davranmadığı yönünde ciddi iddialar var.
Spotify cephesinden yapılan açıklama net: "Türkiye Rekabet Kurulu'nun başlattığı incelemeden haberdarız. İnceleme kapsamında iş birliği yapıyor, süreci aktif olarak anlamaya çalışıyoruz ve Rekabet Kurulu ile hızlı ve yapıcı bir çözüme ulaşmak için çalışacağız.
2024 yılında Türkiye'deki sanatçılara 2 milyar TL'nin üzerinde ödeme yaptık, Türkiye Top 50 listesinin yüzde 90'ı Türk sanatçılardan oluşuyor ve global dinlenmelerden gelen telifler toplam gelirin yarısını aştı."
Ancak müzik sektöründe sadece rakamlar değil, şeffaflık da konuşulmalı. Spotify'ın ortaya çıkan sorulara ne kadar açık cevap vereceği, sadece Türkiye'de değil globalde de dijital müzik düzenini etkileyebilir.
KONSER ZENGİNLERİ LİSTESİ
Tüm bu tartışmalar sürerken Forbes Türkiye'nin Temmuz 2024 sayısında yayımladığı "Konser Zenginleri" listesi, bambaşka bir tabloyu gözler önüne serdi. Sahne hâlâ en güçlü vitrin. Bu yıl 188 konser vererek 12 milyon euro ciroya ulaşan Cem Adrian zirveye oturdu.
Geçen yılın birincisi Tarkan Avrupa turnesi nedeniyle listede yer almazken, Hakan Altun ve Yalın istikrarlı performanslarıyla ilk üçteki yerlerini aldı.
En dikkat çekici yükseliş ise ilk kez listeye giren Mert Demir'den geldi. Liste, Türkiye'nin konser ekonomisinin büyüdüğünü gösterdiği kadar, sanatçıların canlı performansla kurduğu bağı ve gelirdeki sürdürülebilirliği de ortaya koyuyor. YouTube ve Spotify verileri bir yana, sahne hâlâ seyircinin nabzının birebir tutulduğu tek yer.
Dijital platformlar sayesinde müzik artık daha ulaşılabilir ama aynı zamanda daha algoritmik.
Telif gelirleri rekor kırıyor gibi görünse de bu gelirlerin sektöre nasıl dağıldığı ciddi bir soru işareti. Öte yandan, fiziksel sahne ve konserler, hâlâ müzisyene gerçek bir alan, kalıcı bir bağ ve sürdürülebilir bir ekonomi sunuyor.
Spotify'ın dijital vitrini ile Forbes'ın sahne ekonomisi arasındaki bu fark, müzik endüstrisinin iki ayrı hikayesini anlatıyor.
Bu iki dünya arasında köprü kurmak ise hem yapımcıların hem sanatçıların hem de dinleyicilerin önünde yeni bir sorumluluk olarak duruyor.
"Sadece ne kadar dinleniyoruz değil, nerede ve nasıl dinleniyoruz" sorusunu daha yüksek sesle sormanın zamanı çoktan geldi.