Geçtiğimiz günlerde Live Nation resmi Instagram hesabından kısa ama oldukça çarpıcı bir mesaj paylaşıldı: "Heavy metal ve rock, canlı müzikte hiç olmadığı kadar büyük. Mosh pit'ler daha da gürültülü." Bu cümleyi okur okumaz içim kıpır kıpır oldu.
Karantina zamanları en çok özlenen şeylerden biri konser deneyimiydi. Sadece müzik dinlemek değil; fiziksel olarak orada, o anın bir parçası olmak...
Ve şimdi Live Nation'ın da vurguladığı canlı müziğe geri dönüş en yüksek sesle rock ve metal sahnelerinde yaşanıyor.
Bu dönüş sadece müziğin kendisiyle de sınırlı değil. Görsel prodüksiyonlar, turne planlamaları, bilet satış stratejileri ve dinleyici profillerindeki değişim... Tüm bunlar birleşince, bu türlerin neden yeniden zirveye tırmandığını anlamak kolaylaşıyor.
Canlı müzik sahnesinin önemli organizatörü Live Nation gibi küresel bir dev bu mesajı veriyorsa, müzik dünyasında güçlü bir yön değişimi yaşanıyor demektir.
"Mosh pit'ler daha da gürültülü. Rock müzik şovları yüzde 14'le yükselişe geçti" cümlesi sadece pogo yapılan alanın değil; kolektif enerjinin, içsel sıkışmışlığın ve bastırılmış öfkenin daha görünür hale geldiğini de anlatıyor.
Metal müzik ise stadyum konserlerinde yüzde 13'lük bir büyümeye sahip. Rock ve metal konserlerinde bağırmak, kafa sallamak ya da kalabalığın üstünde dalgalanmak yalnızca eğlenmek değil. Adeta bir arınma biçimi. Özellikle de dünyanın bu kadar çalkantılı olduğu bir dönemde...
Sahnede ise büyüyen isimler arasında Bring Me the Horizon, Bad Omens, Pierce the Veil, Sleep Token, Ghost, Turnstile ve Falling in Reverse'ün online dinlenme ve bilet satışı konusunda belirgin bir yere sahip olduğu görülüyor.
Belki de son yıllarda Türkiye'de alternatif müziğin ve metal sahnesinin neden yeniden canlanmaya başladığının yanıtı burada gizli. Simgeleşmiş rock grupları dışında yeni rock grubu çıkmıyor gibi görünse de yeni nesilde de ufaktan hareketlenmeler görmek mümkün. Hatta bu yılki konser patlamasında Dream Theater, The Hu, Sepultura, Epica, Marilyn Manson, Blind Guardian gibi isimlerin birbiri ardına açıklanması tam da bu yüzden.
Rock ve metalin sadece "geçmişin müziği" olmadığını artık anlamamız gerekiyor. Çünkü bu türler yalnızca ayakta kalmakla kalmadı; dönüşerek, güçlenerek yeniden doğdu. Sahnedeki ses ne kadar yüksekse, sahne altındaki hikâye de o kadar derinleşiyor. Live Nation'ın dediği gibi: Ses bu kadar yüksekse, mutlaka bir sebebi vardır.
Dikkat çekenler
Haberin Devamı◊ Dünyanın en büyük elektronik müzik festivalleri arasında yer alan Zamna Music, On The Beach konseptiyle Çeşme'de düzenlendi. Tatilde Zamna On The Beach x Boheme Beach etkinliğinde Sebastian Konrad ve Adam Ten'i dinleme fırsatı buldum. Yaklaşık 7 bin kişinin yer aldığı etkinlikte denizin üstünde sahne ve LED'ler yer aldı. VIP ve backstage kısımları yine denizin üzerine kurulan podyumlarla organize edildi. İnanılmaz keyifli bir etkinlikti. Bir daha gelirseler düşünmeden kalkın gidin.
◊ Dilan Balkay, "Nerde Ne Var"la geri döndü. İkinci albümden çıkan yeni şarkının, sözü, müziği, vokalleri, trompetleri ve düzenlemesi Balkay'a ait. Indie ve alt pop sevenler hâlâ tanışmadıysa Balkay'la, bu şarkı tam sırası.
◊ Elif Çohaz'ın bağımsız yolculuğu bu gece yayınlanacak şarkısı "Yelkenler" ile devam ediyor. Söz ve müziği Çohaz'a ait şarkı, alternatif pop ruhuyla yaz meltemleri estiriyor.