Onursal başkanımız Süleyman Seba, futbolun içinden gelen, saygıdeğer bir büyüğümüzdü. Yanında daima Recep Adanır ve Nazmi Bilge gibi güvendiği iki öz Beşiktaşlı bulunuyordu. Bu nedenle, yapılan transferlerde çok az hata olurdu. Hatta hiç unutmam, Kuşadası'ndan İlhan Mansız'ı ilk keşfettiğimizde, ben Beylerbeyi'nin başkanıydım. Kuşadası maçında İlhan Mansız harikalar yaratmıştı. Hemen Süleyman Abi'ye koşup durumu bildirdim. Elektrikçi Yılmaz da şahidimdir. Süleyman Abi, "Tamam Sinancım, Nazmi ile Recep bir izlesin," dedi. Ancak biraz gecikince İlhan Mansız, Samsunspor'a gitti ve daha sonra büyük paralara Beşiktaş'a transfer oldu. O dönemde Beşiktaş'ın maddi gelirleri sınırlıydı. Bu nedenle, Yüce Spor'dan Ali Gültekin, Avcılar'dan Feryyaz Uçar, Kocaelispor'dan Metin Tekin gibi futbolcular transfer edildi. Ayrıca, İngiltere'den dürüst, çalışkan ve aç bir teknik direktör olan Gordon Milne getirildi. Milne, Beşiktaş'a tarihi şampiyonluklar ve rekorlar kazandırdı. Zaten dikkat ederseniz, kulüplerde mali sıkıntılar oldukça gençlere dönülüyor. Ancak bu, paranın bol olduğu dönemlerde de yapılmalı. İyi araştırılıp yetenekli gençler bulunursa ve bunlardan faydalanılıp satılırsa, borçlar da olmaz.
SERDAR BİLGİLİ
Sayın Süleyman Seba'dan sonra Sayın Serdar Bilgili başkan oldu. Ben de o dönemde futbol yönetimindeydim. İlk önerim, önce bir sportif direktör alınması gerektiğiydi. Daha sonra sportif direktör ile birlikte bir teknik direktör belirlenmeliydi. Bu yapı 100'üncü yılda şerefli bir şampiyonluk getirdi. Yönetim ve Sinan Engin ile Mircea Lucescu'nun arasına kara kedi girdi. Sonuç Lucescu ayrıldı. Ayrıldıktan sonra gittiği takımlarla tam 9 kez şampiyon oldu.
YILDIRIM DEMİRÖREN
Sayın Serdar Bilgili'den sonra Sayın Yıldırım Demirören başkan oldu. Onursal başkanımızın isteğiyle ben de yönetimde yer aldım. 18 yıl futbol oynamış, 7 kulüpte başkanlık yapmış bir kişi olarak altyapıyı üstlenip Beşiktaş Futbol Araştırma Merkezi'ni (BEFAM) kurdum. İlk toplantıda, "Başkanım, bize müsaade edin. Antrenör seçimini biz yapalım," dedim. Önerim, önce sporun içinden gelmiş bir sportif direktör seçilmesi, ardından bu direktörün onayıyla bir teknik direktör belirlenmesiydi. O dönemde bu mevki için Gündüz Tekin Onay'ı önermiştim. Bütün Genç Milli Takımlar ona bağlıyı çalışıyordu. Düşünebiliyor musunuz, tüm genç yetenekleri elinde bulunduruyordu. Beşiktaş, Del Bosque gibi bir değerle büyük başarılar elde edebilirdi. Ancak transfer sihirbazları devreye girdi ve Del Bosque bir tane bile oyuncu getiremedi. Sonuç hüsran oldu. Kovulmasının ardından 8 milyon euro tazminat ödendi. İşler kötüye gittikçe Sayın Yıldırım Demirören beni iki kez futbolun başına getirmek istedi. Ancak yanında bulunan transfer sihirbazları buna engel oldu. Çünkü yapılan transferlerde neler döndüğünü Beşiktaş camiası da hatırlar. Bu süreçten sonra yöneticilik kariyerime Beşiktaş'ta son verdim. Ama BEFAM, zor zamanlarda bile yönetimin altyapıya yeterince önem vermemesine rağmen 5 tane A Milli futbolcu çıkardık. Bir de gerçekten önem verselerdi, kim bilir daha neler olurdu! Bu dönemde Soma Spor adında bir takım yarattım. Kulübe müthiş tesisler kazandırdım. Soma Spor, genç yetenekler üreten bir kulüp haline geldi ve hayatına devam ediyor.
FİKRET ORMAN
Fikret Orman yönetiminde, çok sevdiğim kardeşim Tamer Kıran vardı. Yönetici olunca, ilk yemeği birlikte yemiştik. Kendisine bildiklerimi anlattım ve ilk olarak mutlaka bir sportif direktörle çalışmasını söyledim. Sonrasında Önder Özen geldi (ben tavsiye etmedim). Önder Özen, Gençlerbirliği ve Fenerbahçe'den tanıdığım iyi bir futbol adamıdır. Ancak, maalesef bu seçimde, sportif direktörlerin ileride teknik direktörlük yapması büyük bir zaaf oluyor. Önder Özen'in içinde bu vardı Slaven Bilic ile anlaşamadılar, problemler çıktı ve Önder de ayrıldı. Önder Özen, önce Kasımpaşa'ya, sonra da Göztepe'ye teknik direktörlük yaptı. Şimdi ise spor yorumculuğu yapıyor. Tamer Kıran'ı tekrar Beşiktaş'ta yönetici olarak görmeyi çok isterim. Ailemizde futbol sevgisi Mete ile devam etti. Mete de benim gibi futbol oynadı, başkanlık yaptı. Kendi şirketini ekonomist kimliğiyle büyüttü. Sayın Fikret Orman yönetimine girdi. Önce sponsorlukta çok başarılı işler yaptı. Daha sonra Sayın Fikret Orman ve Sayın Ahmet Nur Çebi'nin kararıyla A Takım'dan sorumlu oldu. Maddi imkansızlıklara rağmen çok başarılı bir O Sergen Yalçın'dan olumsuz yanıt alan siyah-beyazlılar, şu anda kulüp çalıştırmayan Roger Schmidt için tüm şartlarını zorluyor SİNAN VARDAR yöneticilik yaptı. Hatta Şenol Güneş'in Beşiktaş'a gelmesi için yapılan oylamada oy çoğunluğunu sağlayan kişi oldu. Ancak anlam veremediğim bir kararla Sayın Fikret Orman, Mete'nin futbolla ilişkisini kesti. Halbuki Mete, Şenol Güneş ile birlikte doğru bir sportif direktör getirseydi takım büyük bir ivme kazanacaktı. Ama olmadı nasip olmadı. Sayın Fikret Orman, transferleri tamamen kendi kontrolüne aldı. İki şampiyonluktan sonra, Şenol Güneş "Burak Yılmaz'ı alalım" dedi, ama bu transfer gerçekleşmedi. Sezon başında Burak'ı alsalar, üçüncü şampiyonluk da gelebilirdi. Ancak Fiktet Orman'ın "transfer sihirbazlığı" o dönemde devam etti. Cenk Tosun'dan gelen büyük para ve şampiyonluklardan elde edilen gelirler, yanlış transfer politikalarıyla birlikte adeta toz olup gitti. Borçlar ise katlanarak büyüdü.

91