Geçtiğimiz günlerde hepimizi derinden üzen bir haberle uyandık... Kıymetli dostum, kardeşim, yıllarca televizyon ekranlarında birlikte program yaptığım, özel hayatımda da dostluğunu her zaman hissettiğim Faik Çetiner'i kaybettik. Faik, çok iyi bir gazeteciydi, çok iyi bir yorumcuydu. Son yıllarda gerektiği değeri görememesine üzülüyordu. Ben de elimden geldiğince yanında olmaya çalıştım. İyi ki de olmuşum... Çünkü Faik Çetiner adamdı! Gerçek dosttu, mertti, iyi bir insandı...
Bugün Beşiktaş'ta yaşananlara bakınca ister istemez aklıma "Titanic batıyor" benzetmesi geliyor. Evet, gemi su alıyor ama hâlâ köprü üstünde dans edenler, şarkı söyleyenler var... Bu batışı seyredenler, çok yakında pişman olacak. Borçlar füze gibi yükseliyor. Yanlış transfer politikaları, kötü kadro mühendisliği, yıllardır gizlenen usulsüzlükler... Koca çınar, artık ayakta kalmakta zorlanıyor. Ama kimsenin umurunda değil gibi! Üstelik derbi öncesinde bile oyunlar dönüyor. Maç günleri özellikle seçiliyor, kongre üyeleri otobüslerle taşınıyor. Bırakın herkes vicdanıyla oy kullansın! Beşiktaş'ın kaderi masa başında değil, kalpte yazılır!

23