MÜYOBİR'deki mobbinge bakanlık el koydu

"Sanatın en temel gücü özgürlüktür" diyenler bugün tam tersini yapıyor. MÜYOBİR (Müzik Yorumcuları Meslek Birliği) gibi derneklerde bu sanatçılardan çok var. Bir şey olduğunda şarkıcı, besteci, ressam, yazar... Hepsi duygularını, düşüncelerini, eleştirilerini özgürce ifade edebilmeleri gerektiğini sosyal medyadan abartılı bir şekilde savunuyorlar.
Ancak kendileri bu konuda tam tersini yapıyor. Ne ironidir ki, tam da sözde özgürlüğün bayraktarlığını yapanların kendi içlerinde baskı mekanizmaları kurması bugün Türkiye sanat camiasının en acı tablosu haline geldi. MÜYOBİR son seçim döneminde aldığı kararlardan biri, birlik içinde konuşulanların dışarıya sızdırılmaması, aksi halde başkanın o kişiyi üyelikten atma yetkisine sahip olmasıydı. Sanatın, ifade özgürlüğünün, paylaşımın tam kalbinde duran bir kurumda bu kararın alınmış olması başlı başına bir çelişki.
Bugün SABAH'ın GÜNAYDIN Eki'nde yer alan habere göre Mayıs ayında seçilen Burhan Şeşen'in başkanlığındaki bu birlik, ülkenin en tanınmış sanatçılarından oluşuyor. Bu isimlerin büyük kısmı her fırsatta sansüre, mobbinge, otosansüre karşı açıklamalar yapıyor. Ancak iş kendi kurumlarının içine geldiğinde, baskı yöntemlerini başvuruyor ve kendi üyelerine uyguluyorlar. Bu, sanatın ruhuna yapılmış bir ihanet değil mi Çünkü sanatçı, kendini susturana değil, susturulanlara ses olan insandır.
Dahası, bu kararın duyulması üzerine Kültür Bakanlığı'nın devreye girip söz konusu uygulamayı iptal ettirmesi, durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Bakanlığın bu müdahalesi, yalnızca yasal bir düzenleme değil, aslında ahlaki bir uyarıdır: "Sanatçı bile olsan, başkalarının özgürlüğüne dokunamazsın."Bu olay, Türkiye'de sanat çevrelerinin kendi içlerinde ne kadar kapalı devre bir hale geldiğini de gösteriyor. Eleştiriden korkan, eleştireni dışlayan bir sanatçı, artık sanatçı değil, bir yöneticidir sadece. Sanatı yöneten, ama onu yaşatmayan!