Son günlerde yeniden gündeme gelen bir tartışma var. Oyunculuk kutsal bir meslek midir Televizyon dizilerinin, sinema filmlerinin, sahnelerin parlayan ışıkları altında duran insanlar, gerçekten bir "kutsal görev" mi yapıyor, yoksa sadece iyi bir iş mi icra ediyorlar
Aslında bu sorunun cevabı, biraz da kime sorduğunuza bağlıdır. Kimi için oyunculuk, Tanrı'nın insana verdiği en güçlü anlatım biçimi. Çünkü bir duyguyu, bir hikâyeyi, bir insanın iç dünyasını canlandırmak, seyirciyi o duygunun içine çekebilmek kolay değil. Oyuncu, bir anlamda başkasının ruhuna girebilen bir varlık. Bu yönüyle bakınca, evet, derin bir meslek.
Ama diğer tarafta, mesleği fazla yücelten bir yanılgı da var. Oyunculuğu kutsal saymak, onu eleştiriden muaf hale getirmek anlamına geliyor. Oysa sanatın özü eleştiridir, sorgulamadır.
Kutsallık iddiası, dokunulmazlık getiriyor; oysa iyi oyunculuk, tam tersine kırılganlıktan, acıdan, insani zayıflıklardan besleniyor. Bir mesleği kutsallaştırmak, onu yaşayan insanlardan koparmak oluyor.
Belki de oyunculuk kutsal değil, ama insanın kendini ve başkasını anlamaya en çok yaklaştığı alanlardan biri. Her karakter, aslında bir ayna gibi; bazen o aynada seyirci kendini görüyor, bazen oyuncunun yüzünde kendi korkularını. Bu yüzden oyunculuk bir meslekten fazlası, ama din kadar da kutsal değil.

 
									 
								 4
									4