Çocukları olduğunu unutmamalılar!

Pelin Akil ve Anıl Altan'ın boşanması magazin gündeminde sadece bir ayrılık olarak değil, aynı zamanda yeni başlangıçların da hızlıca görünür olmasıyla konuşuluyor. Evlilikleri boyunca hep uyumlu, birbirini destekleyen bir çift olarak anılmışlardı. Çocuklarıyla kurdukları aile fotoğrafı da çoğu zaman örnek gösterilmişti. Ama yollarını ayırdıkları andan itibaren gündemin ağırlık noktası, onların yeni hayatlarına nasıl adım attıkları oldu. Henüz ayrılığın ilk ayında her iki tarafın da yeni ilişkileriyle anılması, toplumun refleks olarak dikkatini hemen oraya çevirdi.

Aslında boşanmaların ardından insanların hayatlarına devam etmesi, yeni bir düzen kurmaya çalışması son derece doğal. Fakat Türkiye'de ünlülerin üzerinde büyüteçle durulması, bu sürecin çok daha hızlı ve sert bir şekilde tartışılmasına yol açıyor. Akil ve Altan örneğinde de bu durum yaşandı. Onları bir yandan "çok erken" diye eleştirenler oldu, diğer yandan "hayat devam ediyor" diyerek destekleyenler. Ne var ki bu tartışmaların merkezinde unutulan bir gerçek var: iki küçük çocuk. Onların anne ve babalarının kararlarıyla değil, ortaya çıkan tartışmalarla da büyüdüklerini unutmamak gerek.
Bu ayrılıkta tarafların birbirine ağır sözler söylemediğini, kırıcı bir tablo çizmediklerini de görmek önemli. Bu durum, en azından çocukların ileride okuyacakları bir arşiv bırakması açısından değerli. Yeni ilişkilerin hızlıca gündeme gelmesi ise kişisel tercihlerin çok daha hızlı görünür hale gelmesinden ibaret. Sosyal medyanın hayatlarımızı şeffaflaştırdığı, paparazinin anlık olarak her kareyi yakaladığı bir dönemde, ünlülerin özel hayatlarının perde arkasında kalmasını beklemek zaten gerçekçi değil.