Cumartesi akşamı ATV'de başlayacak "Aynadaki Yabancı" dizisi, izleyiciyi ekrana kilitleyecek bir hikayeyle geliyor. Daha ilk bölümden sonra herkesin kendine sorması muhtemel tek bir soru var: "Ben olsam ne yapardım"
İşte diziyi merakla bekleten asıl mesele tam da bu. Çünkü ekranda izlediğimiz her sahne, yalnızca bir başkasının hayatı değil, aslında kendi hayatımızın da bir yansıması olacak. Aynadaki yabancıyla yüzleşmek kolay değildir; en çok da kendimizi orada gördüğümüzde rahatsız oluruz.
Dizinin dikkat çeken yanı, olay örgüsünden çok seyircinin içine düşeceği o duygusal hesaplaşma olacak. Kimi zaman bir karakterin verdiği karar karşısında öfkelenecek, kimi zaman empati kurarken bulacağız kendimizi. O sırada aklımızdan geçecek düşünce hep aynı olacak: "Aynı durumda ben ne yapardım O kapıyı çalar mıydım, o sırrı saklar mıydım, o cesareti gösterebilir miydim" İşte bu sorular, diziyi sadece bir ekran macerası olmaktan çıkarıp hayatın tam ortasına taşıyacak.
Televizyon dizilerinin asıl gücü, seyirciyi kendi gerçekliğiyle yüzleştirmesinde saklıdır. "Aynadaki Yabancı" tam da bu yüzden iddialı bir başlangıç yapıyor. Hikâyesi güçlü, oyuncu kadrosu yıldızlarla dolu ve atmosferi etkileyici. Ancak bu diziyi diğerlerinden farklı kılacak olan şey, milyonlarca insanın aynı anda kendi vicdanıyla hesaplaşmasına yol açacak olması. Hepimiz biliyoruz ki başkalarının hatalarını izlemek kolaydır, asıl mesele kendi kararlarımızla sınandığımızda başlar.
Bu Cumartesi akşamı ekran karşısında otururken aslında tek başımıza değiliz. Yanımızda yıllardır tanıdığımız ailemiz, dostlarımız, hatta hiç tanımadığımız milyonlarca insan da olacak. Hepimiz aynı sahneyi izleyecek, aynı cümleleri duyacak, sonra sessizlikte aynı soruya takılıp kalacağız: