Millet Mektepleri

"Türk harflerinin bütün vatandaşlara kapılarının önünde ve işlerinin başında öğretilebilmesi için daha bu sene içinde Millet Mektepleri teşkilatı yapacağız. Bu teşkilat şehir ve köy bütün yurdu kaplayacak, vatandaşların işlerinin geçimlerinin en müsait zamanlarında ve yanlarında ya iki aylık ya da dört aylık kurslar açılacaktır. Şehirde ve köyde mektepler, belirli toplantı yerlerine gelmeye vakitleri müsait olmayan vatandaşlar için seyyar muallim (gezici öğretmen) teşkilatı yapılacaktır. Devletin en büyüğünden en küçüğüne kadar bütün memurları, Millet Mektepleri teşkilatının ihtiyacına göre çalışacaklardır..." (Başbakan İsmet İnönü, 8 Kasım 1928)

24 Kasım Öğretmenler Günü geride kaldı. Her geçen gün daha da ağırlaşan siyasi gündemin gölgesinde 24 Kasım'ın anlamını da unuttuk. 24 Kasım, Millet Mekteplerinin kurulduğu ve Atatürk'e Başöğretmenlik unvanının verildiği gündür.

MİLLET MEKTEPLERİ VE BAŞÖĞRETMEN

1 Kasım 1928 tarihinde 1353 Sayılı "Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun" kabul edildi. Bu kanun, 3 Kasım 1928 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Böylece güzel Türkçemiz, yapısına hiç uymayan Arap harfleriyle yazılma zorluğundan kurtarılarak yapısına çok daha uygun yeni Türk harfleriyle yazılmaya başlandı.

1927 Nüfus Sayımına göre Türkiye'de toplam nüfusun (kadın-erkek) yaklaşık yüzde 90'ı Arap harfleriyle okuma yazma bilmiyordu. Bu nedenle yeni Türk harflerinin en kısa sürede halka öğretilmesi gerekiyordu.

11 Kasım 1928 tarihli 7284 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yeni alfabenin halka tanıtılması ve öğretilmesi için Millet Mektepleri Talimatnamesi kabul edildi. 24 Kasım 1928 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Millet Mektepleri Talimatnamesi, 22 Eylül 1929 tarihinde yeniden düzenlenerek eksik kalan kısımları da tamamlandı.

24 Kasım 1928'de yürürlüğe giren Millet Mektepleri Talimatnamesi ile Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" unvanı verildi.

ünkü Atatürk, Ağustos 1928'den beri yeni harfleri halka öğretmeye başlamıştı. 9 Ağustos akşamı Sarayburnu'nda Harf Devrimini halka duyurmuştu. Daha sonra bu amaçla bir yurt gezisine çıkmıştı. 15 Eylül 1928 Cumartesi günü İzmir Vapuru ile Sinop'a giderek Sinop Yatı Mektebinin bahçesindeki zeytin ağacının altında kurulan kara tahtanın başına geçip öğrencilere ve halka yeni Türk harflerini tanıtmıştı. Orada, 50 yaşlarındaki Sinoplu Bekir Ağa'ya, yaklaşık yarım saatte yeni harflerle okuma-yazmanın mantığını öğretmişti.

Millet Mekteplerinin açılacağını duyuran duvar ilanları ve bildiriler, şehir ve köylerin her yerine yapıştırıldı, okullar süslendi ve öğrenciler de açılış günü için hazırlıklarına başladı.

Millet Mekteplerinin kitapları, Ankara'ya çağrılan üniversite hocaları ve alanında uzman öğretmenler tarafından özel olarak hazırlandı.

Millet Mekteplerinin ilk dershanesi 1 Ocak 1929'da törenlerle açıldı. İstanbul'da ilk tören Taksim'de yapıldı. İzci öğrenciler Taksim Meydanı'nda toplandı. Şehir bandosu alfabe marşını çaldı ve törene katılan binlerce insan da bandoya eşlik etti. Millet Mekteplerine özelikle kadınlar büyük ilgi gösterdi.

MİLLET MEKTEPLERİNİN NİTELİĞİ

Millet Mekteplerinden önce 1927-1928 yılları arasında Halk Dershaneleri açılmış, bu dershanelerden 64.302 yurttaş okuryazarlık belgesi almıştı.

1928'de kabul edilen Millet Mektepleri Talimatnamesine göre ise; Millet Mektepleri (A) ve (B) dershaneleri olarak iki bölüm hâlinde görev yapacaktı. (A) dershanelerinde eğitim süresi 4 ay olacak ve bu dershanelere hiç okuma yazma bilmeyenler devam edecekti. (B) dershanelerine ise Arap harfleri ile okuma yazma bilenler 2 ay süre devam edecekti. 1929 yılında yeniden düzenlenen ikinci yönetmeliğe göre ise; (A) dershaneleri yalnızca yeni harfleri öğretecekler, (B) dershaneleri ise okuma yazma öğrenmiş yurttaşlara "yaşam ve geçimleri konusunda temel bilgilerle yurttaşlık bilgileri" verecekti.

(A) dershanelerinde haftada 4 saat alfabe, okuma yazma ve imla kuralları ile haftada 2 saat temel matematik öğretilecekti.

(B) dershanelerinde ise 2 saat okuma yazma, 2 saat hesap ve ölçüler, 1 saat sağlık bilgisi ve 1 saat yurt bilgisi dersleri öğretilecekti.

Millet Mekteplerindeki derslere 16 yaşından 45 yaşına kadar tüm yurttaşların katılması zorunluydu. 45 yaşın üstündeki yurttaşların katılımı isteğe bağlıydı. Millet Mekteplerine devam etmesi gerekip de devam etmeyenler 5-60 Lira arasında değişen miktarlarda para cezası ödeyecekti.

Millet Mekteplerinde görev yapan öğretmenlere maaşlarının yanı sıra; ek ücret de verilecekti.

Millet Mektepleri nitelikleri bakımından üç türlüydü:

1. Sabit Millet Mektepleri: Okullarda açılan ve öğrenim süresi dört ay olan (A) ve (B) dershaneleriydi. Kadın, erkek ve karışık dersliklerde haftada üç gün (arşamba, Perşembe ve Pazar) en az 6 saat ders verilecekti.

2. Seyyar (Gezici) Millet Mektepleri: Okul olmayan yerlerde bir dönem için açılan ve öğretim süresi bir buçuk aydan (daha sonra dört aydan) az olmaması gereken (A) ve (B) dershanelerinden oluşturulacaktı. 12-16 yaşları arasındaki gençler öğlenden önce, 16-45 yaş arası yetişkinler öğleden sonra derslere devam edeceklerdi. Ayrıca ihtiyaç halinde yetişkinler için farklı kurslar da açılabilecekti.

Talimatnamenin 32. ve 44. maddeleri arası "Seyyar Dershaneler ve Muallimler" başlığını taşıyordu. Buna göre, okul bulunmayan köylere seyyar dershaneler açılacak ve buralarda seyyar öğretmenler görev yapacaktı. Seyyar öğretmenlerin görev yapacakları yerler ihtiyar heyeti tarafından belirlenecek ve seyyar öğretmenler göreve giderken yanlarında tebeşir, kâğıt, kalem, defter, kitap gibi gerekli malzemeleri götürecekti. (TC Resmi Gazete, 16.10.1929).

3. Özel Millet Mektepleri: Devlet kuruluşları, belediyeler, tekel müdürlükleri, bankalar, demiryolu ve liman idareleri, hapishaneler ve sermayesinin yarıdan fazlası devlet tarafından karşılanan şirketler ile sürekli olarak en az 20 memur ve işçi çalıştıran fabrika ve çiftlik sahiplerinin açması zorunlu olan (A) ve (B) dershanelerinden oluşacaktı.

Ayrıca 1929 Talimatnamesi gereğince Köy Yatı Dershaneleri açılacaktı. Buralarda 12-18 yaş aralığındaki zeki çocuklara okumayazma öğretilecekti. Okuma yazma öğrenen vatandaşların kültürel olarak kendilerini geliştirmeleri için de Türkiye'nin bütün şehir, kasaba ve köylerinde Halk Okuma Odaları açılacaktı. Halk buralarda gazete, dergi ve kitap okuyabilecekti. Buralarda çeşitli halk konferansları da verilecekti. Oda duvarlarına halkı bilgilendirici ilan, broşür ve resimler asılacaktı. 1933 yılı verilerine göre Türkiye genelindeki Halk Okuma Odası sayısı 659'u köylerde, 119'u da şehirlerde olmak üzere toplam 778'e ulaşmıştı.

Millet Mektepleri öncelikle okul binalarında açıldı, ancak gerektiğinde bölgedeki devlet daireleri, kulüpler, kahvehaneler de kullanıldı. eşitli mekânların "mektep" haline getirilmesi yerel heyetlerin sorumluluğuna verildi. (BCA, 490.1.0.0/1.3.12, 28.10.1929).

Millet Mekteplerinde (A) ve (B) dershanelerinde verilen eğitim sonrası yapılan sınavlarda ilk üç dereceye girenlere Atatürk'ün imzasını taşıyan birer Anayasa armağan edilecekti. Ayrıca her iki dersliği bitirenlere çeşitli hediyeler verilerek; tercihen ticaret, ziraat ve sanayi kurslarına alınacaklardı. Mayıs 1931'den itibaren Millet Mekteplerinden belge almayanlar ise bazı işlerde görev alamayacaktı.

Millet Mekteplerini bitirenlerin öğrendiklerini unutmamaları için de haftalık Halk gazetesi yayınlandı. Kitaplar ve gazeteler Millet Mekteplerinde eğitim öğretim görenlere ücretsiz dağıtıldı.