Yapay zeka çağında coşku tek başına yeterli mi
Tüm üniversitelerimizde, kamu kurumlarında, özel sektörün özellikle üretim kısımlarında ciddi şekilde ele alınan bir konu: Yapay zeka! Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde bir komisyonu bile kuruldu, gelecekle ilgili öngörülerin hepsinde yapay zeka çağı mevcut...
Günlük kullanımımızda ve pek çok işimizi kolaylaştırmakta olan yapay zekanın, ''insanın yerine geçmesi'' konusu asıl tartışılması gereken kısmı, nasıl geçecek, sınırları ne olacak, küresel normatif bir sistem kurulacak mı Tüm bu sorular cevap bekleyedursun, dünya yapay zeka fikrini 1980 sonrasından itibaren satın almış, hatta tüketmek durumunda...
Yapay zeka ile ilgili çalışmaları bulunan otoritelerin genel kanısı; yakın bir zaman içinde farklı sektörlerde çalışan orta kademlerin (gerçek insanların) peyderpey yok olacağıyla ilgili... Yapay zekanın insan emeği üzerine bu genel ve yok sayıcı etkisi, geçen yüzyılın en kudretli ekonomi-politik görüşlerinden Marksist teoriye göre kıyasıya eleştirilen emekçi-ürün yabancılaşmasının fevkalade üstünde bir emek sömürüsü ve yabancılaşma demek, hatta emekçiyi tamamen ortadan kaldıran yeni bir dönem demek!
Bu konuda en önemli eleştirilerden birisi, oluşacak yeni sınıfsal sistemle ilgilidir. Yapay zekanın çok güçlü bir teknoloji imkanı olarak parasal anlamda seçkin bir zümrenin eliyle yönetilmesi konusu ciddi bir handikaptır. Bu adeta bir teknolojik vassallık sistemi kurulması anlamındadır. Özellikle savaş sanayi, küresel sağlık sınırlamaları ve genetik çalışmalarda bu yüksek teknolojiyi elinde bulunduranlar, bulundurmayanlara karşı adaletsiz bir üstünlük sahibi olacaklardır... Nitekim dünyaca ünlü bazı özel şirketlerin (Elon Musk ve Tesla gibi) müthiş bir gücün sahibi oldukları ortada. Sosyal medyadan takip ettiğim Boston Dynamics adlı kuruluşun her gün biraz daha gelişen askeri robotları, en kısa zamanda tüyler ürpertici birer ölüm makinası olarak iş görebilir pekala...
Yapay zeka etiği üzerinde zihin yoranların diğer üzerinde durduğu konu ise, karar alma süreçlerinden dışlanacak insan meselesidir... İnsanı yeryüzünde diğer varlıklardan üstün kılan özelliği irade sahibi olmasıdır, karar verme yetisiyle hareket etme kabiliyetine sahip olmasıdır. Fakat yapay zeka o kadar profesyonel bir çalışma ağı kurabilir ki; burada insana gerek bile kalmayabilir. İstişare, müzakere, farklı fikirlerin çatışması yarışması gibi çoğulcu üretkenlikler ortadan kalkabilir... Hatta meta-verse (sanal evren) düzeyinde söyleyecek olursak, burada makinalar tarafından yeni bir gerçeklik düzeyi üretilirken, insanın kurucu manada devre dışı bırakılması söz konusu dahi olacaktır, kendimizi 'Matrix' filminin içinde dahi bulabiliriz ki bunun en feci sonucu; insanın özne olmaktan çıkıp nesneleşmesidir.
Yapay zeka çağında iş imkanını kaybedecekler arasında sadece orta kademe çalışanlar yok! Muhasebecilerin, bankacıların, istatistikçilerin, mühendislerin, sayı ile ilgili olarak uğraş verenlerin işleri evet buharlaşacak ama uzmanların dediğine göre; öğretmenler, psikologlar, yargıçlar, avukatlar, hatta sanatçılar bile yapay zeka tehdidi altında olacak gelecekte...