TRUMP: ''Örtbas edilemez çirkinlik''

Gazze'nin işgalinin 2. yılındayız. Onurlarından, ülkelerinden, şahsiyetlerinden taviz vermeyen Gazzeliler, sadece İsrail'e değil tüm dünyaya karşı insanlık savaşını vermeye devam ediyorlar. Geçen hafta bu destansı mücahedenin kurduğu yeni kavramsallaşmaların arasından 'mahcubiyet''i anlatmaya çalışmıştık. Mahcubiyet, Gazzelilerin maruz kaldığı hukuksuzluk karşısında insanlık aleminin derinden duyduğu vicdani bir titreme olarak, dünyada kalbi ve ruhu olanları ayağa kaldırmıştı. Yeni bir cephe kurulmuştu, mazlum Gazze'nin yanında ve zalim İsrail'in karşısında: İnsanlık Cephesi...

ABD Başkanı Trump'ın seçilir seçilmez gözlerini Gazze topraklarına dikip; burada yapılacak yeni oteller zincirinden bahsetmesi, işgali bizlerden sonra kayda geçirecekler veya anımsayacaklar için yeni bir kavramı daha ele almamızı gerektirdi: ''Örtbas edilemez çirkinlik'

İnsanlık tarihinde güzellik ve çirkinlik tartışması, insanla akran, kadim bir tartışmadır. Lakin, hukuk felsefesinin özellikle iki büyük dünya savaşının ardından sonra temellendirmeye çalıştığı güzellik; iyilik ve adaletin yakınına yönelmiş, bunun tam aksi şekilde çirkinlik ise, kötülük ve adaletsizlik tarafında kendini tamamlama yoluna gitmiştir.

İslam felsefesinde de 'hasene' kelimesi her türlü iyilik ve güzelliği ifade ederken, 'seyyie' kelimesi bütün kötülük ve çirkinlikleri kapsar. Dikkat ederseniz, güzellik iyilikle, kötülükse çirkinlikle birlikte kavramsallaşıyor bizde...

Günümüzde yaygın güzellikçirkinlik dilemması ise daha çok bedensel imajlar, modüler benzeşimler, moda trendleri üzerinden konuşulmaktadır. Ruhunu inkar eden ve kalbinin yerini kaybetmiş günümüz insanı, ne yazık ki küresel ve medyatik bu ağır baskıların altında adeta şapşala dönmüştür. Oysa tedavüle sokulan günümüz güzellik algısı çoğu kez seçkinciliğe, amir olmaya, ölümcül imkansızlıklara işaret eder. Yine tedavüle sokulan çirkinlikse, ne yazık ki pek çok kez ırkçılığın, ayrımcılığın kökeni olmaktadır.